‘Şöhret ve para için oyuncu olmayın!’

'Meleklerin Aşkı' dizisinde Melike karakterini canlandıran Didem Balçın, bir yandan da çekimlerini tamamladığı ‘Çakallarla Dans 5’in heyecanını yaşıyor. Boş durmak ona göre değil, çalışmaktan ve üretmekten besleniyor. Kurucusu olduğu DasDas, Bursa Sanat Mahal, tiyatro oyunları ve ‘Kiraz Mevsimi’ adını verdiği bandana koleksiyonuyla adından söz ettiriyor. Yeni projeleri ise yolda... Balçın’la oyunculuk aşkını, taciz ve çocuk istismarına karşı çalışmasını, tiyatro oyunlarını konuştuk.

- ‘Meleklerin Aşkı’ dizisi, ‘Çakallarla Dans 5’in çekimleri derken, neredeyse tüm yazı çalışarak geçirdiniz...

Herkesin bir yaşam biçimi ve seçimi var. Benimki hep buydu. Mevsimlere göre değil, kariyerimin ve hayatın gerektirdiklerine göre yaşıyorum. Tempolu bir yaşam biçimi, sürekli üretmek beni daha mutlu ettiği için, bu hep böyle devam edecek.

- Oyunculukta sınırları zorlamak ne demek sizce?

Oyunculuk deyince, akla gelen uç kavramlardan biri sanırım. Sınırları insan kendi belirliyorsa, bu duruma ve kişiye göre değişir. Oyunculukta sınırlarım yok. Ama fikirlerim, kaygılarım, endişelerim, korkularım, hedeflerim ve isteklerim var.

- Komedi projelerinin aranılan yüzlerindensiniz... Hedeflerinizden biri bu muydu?

Aslında benim tek bir türe yatkınlığım ya da tercihim yok. Her an farklı bir rolle seyircinin karşısına çıkabilirim. Bugüne kadar yaptıklarım, yapacaklarımın bir ön izlemesi...

- “Kendimi ispatladım” dediğiniz proje hangisiydi?

Her işe, ilk projemmiş gibi başlıyor, istediğim noktayı yakalamak için çok çalışıyorum. Sokakta da kimi ‘Firar’daki ‘Gönül’ diye sesleniyor, kimi ‘Diriliş Ertuğrul’daki Selcan, kimi ise, ‘Çakallarla Dans’taki Fatma... Bu sebepten ayırt edip, ‘Bu proje’ diyemiyorum. Yaptığım işler, benim puzzle’ım.

- Oyuncu olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?

Unutmamalılar ki, bu uzun bir süreç. Mesleğe, dış görünüşleriyle değil, kalple bağlanmaları gerekir. Yetenekleriyle ilgili de her söylenene inanmasınlar. Şöhret ve para için oyuncu olmayın! Önce yüreğinize bir bakın. Ajanslara da para verip, yazılmayın.

‘Hayatım mucizelerle dolu’

- Setlerde yaşanan taciz olaylarına ne diyeceksiniz? Yurt dışında ‘#MeToo’ hareketi başlatılmıştı, Türkiye’de neler yapılmalı sizce?

Taciz kim tarafından, kime, nasıl yapılırsa yapılsın, kabul edilemez. Henüz çok başında olduğumuz için anlatamasam da; taciz, şiddet ve çocuk istismarı gibi önemli konularla ilgili bir çalışma içindeyim.

- İnternetteki sözlüklerde sizin için “Kadından yetenek fışkırıyor” demişler. Yorumlar ne hissettiriyor?

Beni mutlu eden, bu yorumların hep güzel olması ve daha çok yaptığım işlerden bahsedilmesi...

- ‘Çakallarla Dans’ta da, ‘Meleklerin Aşkı’nda da evli bir kadını oynuyorsunuz. Evlilik, anne olmak planlarınız arasında var mı?

‘Kısmetten öte köy yok’ sözünü çok severim. Zamanı gelince, tabii ki istiyorum...

- Işıl ışıl görünüyorsunuz. Hayatınızda yeni heyecanlar var mı?

Mucizelere inanırım ve şükürler olsun ki, hayatım mucizelerle dolu. Bu ışık varsa, ondandır...

- Bakım ve formda kalma sırlarınız ne?

Şansım, ablam Özlem Kunduracı. Her sıkıştığımda, yoğun dönemlerimde yanımda. Bo21 kızları Burçak Avcı ve Özlem Kunduracı’nın kitapları ‘Hemen Hafifle’yi herkese öneriyorum.

‘Tiyatro sahnesi, hep mutlu olduğum yer’

- ‘Çakallarla Dans’ serisinde canlandırdığınız Fatma fenomen oldu. Serinin yeni filmi nasıl?

İnsanlar ‘Çakallarla Dans’ filminin tüm karakterlerini çok benimsedi. Fatma’yı o kadar çok seviyorum ki... “Keşke arkadaşım olsa da, arada onunla buluşsam” diyorum. 9 Kasım‘da vizyondayız ve serinin beşinci filmi gerçekten çok iyi oldu.

- Tiyatro oyunlarınız devam edecek mi?

Bu sene sadece ‘Joseph K.’ oyunuyla sahnede olacağım. DasDas, inanılmaz sürprizlerle, daha büyük bir alanda, daha çok projeyle seyirciyi heyecanlandıracak. Yeni bir oyuna da, yine DaSdas’ta başlayacağım. Bir oyuncunun sevmeden, mutsuz olarak oynayamayacağı tek yer, tiyatro sahnesi. Bu yüzden hep mutlu olduğum yerdeyim. Bursa Sanat Mahal’de de güzel gelişmeler var. Artık Podyum Park AVM’de olacak...

- Sosyal sorumluluk projeleriyle de adınızdan söz ettiriyorsunuz. Hatta en son doğum gününüzü KAÇUV’a bağışladınız...

Bana göre iyilik paylaştıkça artar. Herkes kapısının önündeki çöpü temizlerse, dünya tabii ki daha güzel olur. Kime, nasıl, ne kadar yardım ettiğinizin bir önemi yok. Yardım etmek için çaba sarf etmek bile işe yarayacaktır.

- ‘Kiraz Mevsimi’ bandana koleksiyonu nasıl ortaya çıktı?

Mücella Mert’le bu koleksiyona imza attık. İkimiz de yeniliğe açık kadınlarız. Belirli rutinlerde de proje üretiyor ya da birbirimize fikir veriyorduk. 5-6 ay önce yine bir sohbet esnasında, kadınlara dair bir proje yapmaya niyetlendik ve bandana fikri çıktı ortaya... Biraz Küba esintisi taşıyor. Benim de takmaktan keyif duyacağım modeller, Mert’in el becerisiyle ve ruhuyla birleşti. Adını, ‘Kiraz Mevsimi’ koyduk.