25.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
YouTube’da çektiği videolarla adından söz ettiren Hayrettin Karaoğuz, ‘Kalk Gidelim’le ilk dizi tecrübesini yaşıyor. “Pozitif enerjiyle karşılandım. Canlandıracağım karakterin sevileceğini düşünüyorum” diyen oyuncuyla, ekibe dahil olma sürecini ve internete nasıl içerik ürettiğini konuştuk.
- ‘Kalk Gidelim’den teklif nasıl geldi?
Teklif, Staff Film’den geldi. Eyüp Üstün’ün aklında 2-3 senedir benimle bir proje yapma fikri varmış.
Sonrasında senaristimiz Baykut Badem, yönetmenlerimiz Özgür Pak ve Erkan Nurhan’la toplantılar yaptık. İlk dizim olacağı için biraz titiz davranmak zorundaydım. Yapım ekibinin verdiği enerji ve güven de çok önemliydi tabii. Anlaşmak zor olmadı.
- Projeye sonradan dahil olmanın zorluklarını yaşadınız mı?
Ekip tarafından pozitif enerjiyle karşılandım. Birinci sezonunu çok başarlı geçirmiş bir işten bahsediyoruz. Elbette sonradan dahil olmanın avantajları ve dezavantajları vardı. Avantajı, tutmuş bir proje olması... Dezavantajı ise, sınıfa yeni gelen öğrenci modundayım. Aklımda, ‘İzleyici yeni karakteri bakalım nasıl karşılayacak?’ sorusu vardı. Ama kadro harika, canlandıracağım karakterin de sevileceğini düşünüyorum.
- Ercan karakteri nasıl biri?
Aslında hayatımızda bolca olan bir karakter. Nurca’nın Hollanda’dan gelen kardeşini canlandırıyorum. Yalan söylemeyi seven, kendini zengin gösteren ve mahalleyi dolandırmaya gelmiş biri. Tabii ki mahalledeki hedefi, durumu çok iyi olan Hanımağa Meryem...
- Karakterin size benzeyen yanları var mı?
Bu rolü arkadaşlarıma anlattığımda ‘Sana ‘cuk’ diye oturmuş’ dediler. ‘Bir saniye!’ dedim, ‘Bunu iltifat mı yoksa hakaret olarak mı algılamalayalım?’ Çünkü Ercan karakterine benziyorsam, bir problem var demektir (gülüyor). Ercan’ın yurt dışından gelme olayı dışında benimle pek benzer özelliği var diyemem.
- Dizilerin çekim süreleri çok uzun. Bu tempoya alıştınız mı?
Gerçekten herkes çok yoğun bir tempoyla çalışıyor. Fakat hem iş saatlerinde düzenlemeye gidilmesi hem de setimizdeki düzgün planlamadan dolayı kendimi şanslı hissettiğimi söyleyebilirim. Çıkan iş çok iyi olduğu için kimse bu tempoya aldırış etmiyor.
‘ŞÖHRETİN BÜYÜSÜNE HİÇ KAPILMADIM’
- Ekrandan uzak kaldığınız dönemde neler yaptınız?
10 senedir bir ofisim var ve ekibimle markalara viral reklamlar yapıyoruz. Başta Amerika olmak üzere dünyanın birçok yerinde, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, Ukrayna, Avusturalya, Japonya ve son olarak Rusya’da videolar çektik.
- İnternete içerik üretirken nelere dikkat ediyorsunuz?
İçeriğin ve video başlığının vurucu olması önemli. Bu arada bizim videolarımız YouTube platformunun çok üzerinde... Hem maddi hem de manevi... Çünkü yurt dışında çekiyoruz ve 3-4 kişilik ekiple gidiyoruz. En önemlisi YouTube’daki diğer videolar yayınlandıktan 2-3 gün sonra hatırlanmazken, bizimkiler 10 sene sonra bile konuşuluyor.
- Bir dönem adınızı sık duyuyorduk. Şöhretin büyüsüne kapıldınız mı hiç?
Kesinlikle hayır. Bu konuda mütevazı olamayacağım çünkü şöhretin büyüsüyle yakından uzaktan alakam olmadı. Sürekli insanların çok sık olduğu yerlerde, otobüs, metrobüs, meydanlar ve minibüslerde video çeken biriyim.
- Gündeminizde başka neler var?
Uzun yıllardır üzerinde çalıştığımız, ekip olarak yazdığımız ve çekeceğimiz bir sinema filmi projesi var. İnşallah çok yakın zamanda hayata geçireceğiz. Türkiye’de vizyona giren filmlerden bayağı farklı bir konsept.