Bizim zamanımızda Ayşecik vardı. 60’lı yıllarda pek sevilirdi. Yazlık sinemaya giderdik. Nezire yengem ve İzzettin amcamla ellerde çekirdekler, koltuk altında yastıklar, Kadıköy Selamiçeşme’de... Bugünün Beren Gökyıldız’ı da öyle işte. Bir sevildi mi bu küçük oyuncular, o zamanlar filmleri, şimdi de dizileri tutuyor. TV8’in az ama öz dizilerinden ‘Kızım’, kanalın ‘Sadece Acun programları izlenir’ tabusunu yıkacak gibi görünüyor. Unutmadan ‘Yemekteyiz’ var aslında, bunu kıran.
Buğra Gülsoy, baba rolünde. Yüz hatları o kadar yumuşak ki, gaddar bir baba olmaz. Şahsen bu ikili, iyi iş çıkartacak gibi görünüyor. Tugay Mercan (Uğur) da mesela gayet uyumlu olmuş. ‘Oyuncu seçimi’ yerinde, temiz bir iş ‘Kızım’... Umarım, sündürmeden de bitirirler.
KUDRET ÖLMELİYDİ
Hikayesi demirparmaklıklarla örülü, sertlik, şiddet epey fazla. Vurması, kırması olmayan sahne yok gibi. Eleştirdiğimiz bu konuların ‘Avlu’daki farkı, anlatacak bir hikayesinin olması ve bu karakterlerin öyküye gönlünü vermesi. Bir Zerrin geldi, yeni cezaevi müdiresi, biraz abartılı da olsa, ‘psikopatın önde gideni’ halini öyle bir veriyor ki... Nergis Öztürk, “Oyuncuyum” diyor. Ev ahalisi, Deniz’in (Demet Evgar) düşmanına salladığı bıçak darbeleri sonrası Kudret’in (Nursel Köse) ölmesi gerektiğini söyledi. Senaryo, komadan çıkardı. Hatta evde, “Bakalım hangi psikopat karakter gelecek?” diye konuşmaya başlamıştık. ‘Bizim işimiz bu, size icabında unuttururuz tekrar Kudret’i, diziye monte ederiz’ diyeceklerdir. Böyle sert bir dizinin yeri geldiğinde, en baba karakterleri bile öldürmesi, raconuna yakışırdı. Bu arada dövüş sahnelerinin her birinin özenli çekimi dikkat çekiyor. Ev ahalisi, uzun süre kalamıyor, fazla sert geliyor, bunu da belirteyim...