‘Siyasi’ hallerimizin içinde yer aldığı dizilerin sayısı öyle fazla değildir. Biraz ‘sol soslu’ olanlar son zamanlarda ,’sağdan bakış’lı olanlar görülmektedir. Benim de yaşamım bu ‘siyasi hallerimizin’ inişli çıkışlı dönemlerinden birine denk gelmiştir. Hapislikleri görmüş bir ailenin ferdiyim. Bir dönemin hikayelerinin rotatiflerinde büyüdüm. Sonra büyüdük, etrafımızda yaşananları gördük ve duyduk. Bu köşede yeri geldiğinde yazdım; bizdeki hikaye bolluğu ‘Escobar’a taş çıkartır. Osman Sınav imzalı bir ‘Yalnız Kurt’ başlayacak. Fragmanı izledim. Bir resim geçit yapıyor; Abdi İpekçi, Uğur Mumcu suikastları yanı sıra Deniz Gezmiş görüntüsü, Kore Savaşı da var, Dağlıca şehitleri, Eşref Bitlis suikastı edilmesi de var... Bazı sözcükler ‘Acımasız Canavar Golyat’... Sanki hepsi birer ‘Kod’... Sordum Osman Sınav’a...
‘1956’dan bugüne bir hikaye’
“Tüm bunlara tek bir cümlem var. 1956’dan beri yani Türkiye’nin NATO’ya girişinden beri benim ülkemde neler oldu, neden oldu? Golyat ve etrafındakiler neden durdurulamıyor? Türkiye tam bağımsızlık yolunda ihanetlerle durduruluyor.. Her şeye rağmen, yürüyebilmemiz için, ihtiyacımız olan duruşu ve karakteri arayışımdır bu dizi.” Sınav’ın söyledikleri. Altını çizdiği bir ayrıntı daha var, “Hamaset olmayacak.”
Bakalım göreceğiz.
‘DESTAN’; BU İŞLERİ YAPMAYA ALIŞTIK
Dizinin başında, “İslam’ın henüz kucaklamadığı acımasız topraklar” diyerek mesajı başında veriyor. Dönem projesi çekmeye alışıldı. Epey bir sayı oldu. Mekan, özellikle aksiyon çekimler, kostüm vs. konularda bir hazırlıklı olma söz konusu. ‘Destan’da da bu hissediliyor. “Bu belgesel değil, kurgu” diyerek, ‘senaryoların bizlere sunduğu bakış açısı, tartışma burada başlıyor. En çarpıcı örneği ‘Abdülhamit’tir mesela. ‘Destan’ özelinde, belki bir haber kanalında uzmanlar ‘İslam öncesi Türkler’ üzerine bir program yapar ve ‘tarafsız’, ‘ne nedir?’ öğrenme şansımız olur. Bir de şu kadın oyuncuların ‘botokssuz olanlarından’ seçim olsa!