Ev ahalisi sanırım yine bir dramla karşılaşınca, tüm ekranı sarmış sarmalamış olması hasebiyle “Yeter artık!” dedi. İş yerinde yangın, zengin Kemal (Erkan Petekkaya) orada ve hafıza gitmiş bir halde olaydan sıyrılıyor. Yıllarca komadan sonra ‘başka bir Türkiye’de gözlerini açıyor; karısı, iş ortağı Vedat’la (Emre Kınay) evlenmiş oğlu da ‘baba diye’ onu bilmiş. Bir hemşire Asya (Begüm Birgören) koma süresince bebek gibi bakmış adama. Sonra birden dışlanıyor gibi bir durum. Sormaz mı hesabı?
Kemal’in amcası Erdoğan (Altan Erkekli) alzheimer olmuş, başka dünyada eşi Nezahat (Aliye Uzunatağan) yeğeni Kemal’in bu haline pek bir üzgün, el koyacak duruma gibi... Bir arkadaş var Vedat ve Kemal’in ortak Kayhan (İnanç Konukçu) pek bir ağırına gidiyor durum. Mihri (Filiz Ahmet) sürpriz ismi bu hikayenin diyelim. Yangını fabrikada çıkaran Kemal’in kardeşi Turan (Cemal Toktaş) muhtemel foyası çıkacak ortaya. O süre içinde nasıl idare edecek bakalım. Ekip böyle iyi bir kadrodan oluşuyor. ‘Bu da olur mu?’ dedirten olaylar silsilesi ya da ayrıntı listesini örtüyor diyelim.
Soru işaretleriyle merak uyandırmıyor desek, yalan olur. Türk usulü Brezilya dizi üretimi bitmeyecek tamam da, bizim ev ahalisinin “Yeter artık yine mi aynı hikayeler?” diye söylenmesi de pek haksız sayılmaz. “Siz ev ahalisi olarak izlemeyin. Bu vatandaş seviyor izliyor, Orta Doğulu’su izliyor, Latin Amerika’sı izliyor cürmün kadar yer yakarsın” diyeceklerdir. Ne yapalım biz de derdimizi dile getiriyoruz icabında. Bak diyorum ekip iyi, hele bir Kemal’in o uyanış ve sonrası yaşadığı şokları dile getiren oyunculuğu, “Eh yani!” dedirtti.
Ev ahalisi sanırım yine bir dramla karşılaşınca, tüm ekranı sarmış sarmalamış olması hasebiyle “Yeter artık!” dedi. İş yerinde yangın, zengin Kemal (Erkan Petekkaya) orada ve hafıza gitmiş bir halde olaydan sıyrılıyor. Yıllarca komadan sonra ‘başka bir Türkiye’de gözlerini açıyor; karısı, iş ortağı Vedat’la (Emre Kınay) evlenmiş oğlu da ‘baba diye’ onu bilmiş. Bir hemşire Asya (Begüm Birgören) koma süresince bebek gibi bakmış adama. Sonra birden dışlanıyor gibi bir durum. Sormaz mı hesabı?
Kemal’in amcası Erdoğan (Altan Erkekli) alzheimer olmuş, başka dünyada eşi Nezahat (Aliye Uzunatağan) yeğeni Kemal’in bu haline pek bir üzgün, el koyacak duruma gibi... Bir arkadaş var Vedat ve Kemal’in ortak Kayhan (İnanç Konukçu) pek bir ağırına gidiyor durum. Mihri (Filiz Ahmet) sürpriz ismi bu hikayenin diyelim. Yangını fabrikada çıkaran Kemal’in kardeşi Turan (Cemal Toktaş) muhtemel foyası çıkacak ortaya. O süre içinde nasıl idare edecek bakalım. Ekip böyle iyi bir kadrodan oluşuyor. ‘Bu da olur mu?’ dedirten olaylar silsilesi ya da ayrıntı listesini örtüyor diyelim.
Soru işaretleriyle merak uyandırmıyor desek, yalan olur. Türk usulü Brezilya dizi üretimi bitmeyecek tamam da, bizim ev ahalisinin “Yeter artık yine mi aynı hikayeler?” diye söylenmesi de pek haksız sayılmaz. “Siz ev ahalisi olarak izlemeyin. Bu vatandaş seviyor izliyor, Orta Doğulu’su izliyor, Latin Amerika’sı izliyor cürmün kadar yer yakarsın” diyeceklerdir. Ne yapalım biz de derdimizi dile getiriyoruz icabında. Bak diyorum ekip iyi, hele bir Kemal’in o uyanış ve sonrası yaşadığı şokları dile getiren oyunculuğu, “Eh yani!” dedirtti.
SORU RAHATSIZLIĞI
Habertürk’te ,‘Kübra Par ile Açık ve Net’te Erdal Özyağcılar’a sorulan bir soru; “Türkiye aslında biraz kutuplaşmış bir ülke. Ama siz, her kesimin sevdiği bir oyuncusunuz. Bu biraz da politik olarak renksiz durmakla mı ilgili?” Ben de “Enteresan ve anlam yüklü bir soruydu” diye bir yorum ile bağladım cümleyi. Özyağcılar aradı yazının kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Anlıyorum rahatsızlık bu renksiz kokusuz etiketini sorunun içinde bile olsa yakıştırılması. ”Kutuplaşmalara karşıyım. 1402’ler kıyımından nasibini almış muhalif bir sanatçıyım. Ama partili sanatçı değilim” dedi.