Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

...VE PiPi  BUZLANIR
‘Harem’in son bölümünde Toplunur Hatun’un erkek çocuk doğurduğu haberi sarayda olay oluyor. Bebek, Sıskanaz’ın köyündeki fakir bir kadının doğurduğu erkek çocuktur aslında. Senaryo tutar ve Toplunur Hatun yatağında sanki doğum yapmış haliyle ortalığı yıkar feryatlarıyla. Sarayın bütün kadınları odaya toplanır. Bebek gerçekten erkek midir? İşte o sahnede Toplunur Hatun ‘Bu da şeyi’ diyerek bebeğin pipisini gösterir. Sahne buzlanır. Daha önce de köydeki doğum sahnesinde, bu tekrarlanır. Sahne yine buzlu olarak gelir. Peki buzlanmasa ne olacaktı? Bir tartışma başlayacaktı. Buzlamasalar bir ay bunu konuşacaktık. Tartışma programlarının ucu bucağı kesilmeyecekti. Bence buzlayarak hem kanal hem de yapım ekibi büyük bir fırsatı tepti!

BAŞBAKANA’A HAREM GÖNDERMESi

Son dönemde (Behzat Ç. dışında) özellikle ‘mizah’ yapan hiçbir yerli dizide ‘siyasi hiciv’ yer almadı. ‘Harem’in son bölümündeyse, bu gözle görülür bir yoğunluk-taydı. Ağabeyi Ulan Bator’a Kaşıkçı Elması’nı getiren kız kardeşi Abide Sultan huzurdan çıkarken, yerde uyuyan nöbetçileri görür ve “Askerlik yan gelip yatma yeri mi be?” diye bağırır!

SULTAN OLUNCA KİMLERİ HAPSE ATTIRACAK?

Toplunur Hatun, Kraliçe olma uğraşındadır. Bunun yolunun da bir erkek çocuk sahibi olmaktan geçtiğini bilmektedir. Sıskanaz’ın köyünde fakir bir kadın ikiz doğuracaktır. Bunlardan birinin erkek olma ihtimali üzerinde duran Toplunur Hatun, Sıskanaz’la birlikte köyün yolunu tutar. Köylü kadını bir çocuğu kendisine vermesi için ikna etmeye çalışırken doğacak erkeği ne büyük bir şansın beklediğini şu sözlerle anlatır; “Küçükken telli arabalarla oynayacak. Büyünce, sultan olunca, bütün muhaliflerini içeri attıracak!”

Haberin Devamı

REHBERiM

HER ŞEYE RAĞMEN EKİP İYİ

‘Tehdit’, ‘benim sevdiğim oyuncular’ kadrosuna sahip bir film. Oyunculuklarına ‘kalıbımı basarım’ diyeceğim isimler. Böyle olunca, konunun sallanması vs. gibi eleştiriler bir kenara itilebiliyor. Ve ‘taraflı’ olarak bu film öneriliyor. Konusu şöyle: Emekli işadamı Wayne (Robert Redford) ve Eileen Hayes (Helen Mirren) Amerikan rüyasını yaşamaktadır. Fakat bu parlak hayat Wayne’in güpegündüz evinden kaçırılmasıyla paramparça olur. Kurnazlığıyla övünen Wayne, birden kendini, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Arnold’ın (Willem Dafoe) elinde rehine olarak bulur. Arnold, Wayne’in eski çalışanlarından biridir ve ikisi arasında büyük bir hesaplaşma başlar. SİNEMA TV HD / 21.00

30 BiN ŞEHiDiN iLKi

Belgesel ‘toprağa düşen ilk şehit’ diye veriyor onun ismini; Süleyman Aydın (Erzincan). 15 Ağustos 1984’te Eruh’ta vuruldu. 28 yıl sonra ‘İlk Ateş’ belgeseli onu bize hatırlatıyor. Peki aynı zamanada neyi? 28 yılda ne değişti? Bu kadar genç ne uğruna öldü? Bize çok şeyi anlatacak bir belgesel. “Bugün anasından, ailesinden başka onun adını hatırlayana olmasa” da deniyor belgeselin tanıtım metninde. Kaç toprağa düşenin adını hatırlıyoruz? Belgesel bütün bunları da hatırlatmış oluyor. Kirli, pis bir savaşın olduğunu da. TRT HABER / 21.05

Haberin Devamı

BU FİLM BİLİM ÇEVRELERİNDE TARTIŞILDI

Vincenzo Natali imzalı Deney, ‘İnsan/hayvan DNA’ları karıştırılarak yaratılan bir canlının, beraber çalışan ve yaşayan iki bilim insanıyla ilişkisi’ üzerine kurulu. Bilim ve teknoloji konulu yayınlarda da çok konuşuldu. Star’ın filmini bu gözle izlemek faydalı olur diye düşündüm. Belki NTV’nin ‘X, Y, Z’ programını yapanların dikkatini çeker! STAR / 00.10