Büyük prodüksiyon ‘Survivor’, tabii ki önemli... Hani burada bir iki kelimeyle yazılan ama sahada yüzlerle ifade edilen ekiple, manyak bir çalışmayla gerçekleşen bir yarışma... TV8 kanalının bel kemiği... Şu sıralar Türk ve Yunan gençlerinin türlü maharetlerini sergilediği hali, ekrana geliyor.
Fakat tüm yukarıda anlatılanların gelip, dayandığı şu tek soru: “Reyting nasıl?” Cevabı pek parlak değil. “Bu Türk-Yunan işi bekleneni vermedi” diyenlerle, “Normal bu kadar yıldır var alıştı millet” diyeni de var. Hatta, “Bizim seyirci maymun iştahlı” diye söyleneni de mevcut. Programın, dedikodusu fazla yok. Mesela magazin Turabi’yi konuşuyor. ‘Survivor’dan
emekli olur ve parası torunlarına yeter.
Alışık olmadığı oranlar
Geçtiğimiz döneme, yani mart başındaki izlenme oranlarına baktım. Hafta sonu yüzde 8.5’lara varmış. Hafta içi ise şimdiki oranlarında, yani yüzde 6 civarında. Hafta sonu ortalaması yüzde 5.30 gibi... Hafta içi yüzde 3’lere kadar düşüyor. Pazartesi günü, total izleyicide 12’nci sırada...
Bu, kanalın hiç alışık olmadığı bir durum tabii ki... “’Yerli halimize dönelim” diyorlar sanırım, böyle daha iyi. Halbuki, ‘Yunanı da nasıl yendik’ psikolojisi tutar diye düşünmüşlerdir de, öyle olmadı. Bir de tabii genel olarak bir bıkkınlık söz konusu olabilir. Sabah-akşam ‘Survivor’ izleyecek hali yok vatandaşın. Çünkü giderek
hayatın kendisi bir ‘Survivor’ olduğu için, kurgusu pek sarmıyor olabilir mi?
TELEVİZYON BİTER Mİ?
Ne yazılı basın biter, ne de televizyon... “Devir dijital devir” diye ahkam kesmeler var yazılı basın için. Aynı durum televizyon için de geçerli. “Artık insanların elinde akıllı telefonlar var, oradan dizi indiriyorlar” diyerek kasım
kasım dolaşmalar... Yazılı basın işi, ayrı bir mevzu... Televizyon bitmez.
Bugün, 15 yaşındaki çocuk, gelecek
40 yaşına... Daha bir muhufazakâr olacak ve geçecek ekranın karşısına... Bilgisayardan, cepten ömrü boyunca izlemiş, bıkmış. Alacak çekirdeği, yayılacak koltuğa... Yıl olsun 2043, değişen
bir şey olmayacak.