Bir Kuzey ülkesi; İsveç... Bizim ‘telenovela’lara hayli uzak izleyici kitlesi var. Orta Doğu ve Güney Amerika seyircisi
‘sabun köpüğü’ işlerden hoşlanıyor. Eh, şimdi eğriye eğri, doğruya doğru, bu işi en kaliteli yapan ülkeyiz. (Brezilya ve Meksika’dan daha iyiyiz anlamında!)
Sektörün değerleri, yani yönetmen, oyuncu, teknik eleman, senarist, müzik vs. ile artık kurumsal bir hal aldı ve ‘isteyene’ çok iyi işler hazırlanıyor. Evet, İsveç bir sürpriz yaptı, ‘Cesur ve Güzel’ dizisini satın aldı. Hem de İsveç ulusal kanalı SVT... Belki de bu anlamda ilk ülke İsveç. Yani Türk dizilerinin girdiği en zor ülkelerden biri... Kabul görülen projelerin ortak bir özelliği var; bizde yeterince anlaşılamamış olmaları... Peki hangileri? ‘Son’ ve ‘20 Dakika’...
800 saat Türk dizisi
Bu arada Türk dizilerine en büyük ilginin, İspanya’dan geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Örneğin, sektörün önemli pazarlama şirketlerinden Eccho Rights, bir yılda 800 saatlik Türk dizisi satmış.
Bu önemli bir sayı...
ABDÜLHAMİT’DE UÇAN MÜREKKEP
‘Payitaht Abdülhamid’, bugüne ‘siyasi’ göndermeler yapmasıyla meşhur bir yapım... Son bölümde Edmond Rothschild ile Abdülhamid arasında epey bir diyalog vardı. Rothschild, sürekli huzura çıkıyor, “Bittiniz siz” diyor. Abdülhamid, “Siz bir çantanıza bakın” dedi. Rothschild, çantadaki belgeleri çıkardı. Kağıtlar boş... “Nasıl olur?” dedi. Abdülhamid, “Uçan mürekkeple yazıldı bu evraklar. Asılları hâlâ bende... Sizin içerideki truva atınızı bulmak için bu tertibi yaptık” karşılığını verdi. Uçan mürekkep akıllara ne getirdi? Yıl 2014 yerel seçimlerini... Melih Gökçek, “Bazı grupların, mürekkebi uçan kalemlerle seçim sonuçlarını değiştirecekleri
yönünde duyum aldım” demişti!
Canlı bomba çocuk
Bilmem, geçmişte böyle bir hikaye oldu mu? Edward Joris’in oğlu Sander, baktık ‘canlı bomba olmuş’
karşısında duruyor.