Netflix, yüksek bütçeli en iyi senaristler ve oyuncularla, her ülkenin kendi dizisini çekiyor. Şu sıralar özellikle polisiyede, İspanya ve Güney Amerika filmleri pek revaçta... Orta Doğu ve Türkiye’ nin resminde neler var? Yine bildik hikayeler mi yoksa? Ürdün’de Netflix’in çektiği ‘ilk Orta Doğu dizisi’ bana, “Batının, bildik doğu hikayelerinin tekrarı mı olacak?” sorusunu sordurdu.
Dizimizin adı: ‘Cin’
Oscar’a aday olan ‘Theeb’ (Kurt) filminin senaristi Bassel Ghandour, ‘Jinn’ dizisini yazmış. Çekimler Ürdün’de... Altı bölümlük dizide bir grup Arap genç, eski şehir Petra’da (Ürdün’ün Lut Gölü’yle Akabe Körfezi arasındaki toprakları üzerinde yer alan antik kenti) doğaüstü güçlere sahip bir gençle karşılaşıyor. Dünyayı yok edecek kudretten daha tehlikeli bir karanlığı, arkadaşlıkları ortadan kaldırabilir mi? Çağdaş bir doğaüstü güç dizisi olarak nitelendiriliyor. “Orta Doğu’da birinin cin hikayesinin olması bilinen bir şey. Bunu neşeli ve gizemli bir gençlik macaresına dönüştürmek, bütün dünyanın faydalanmasını sağlamaktır” olarak yorumluyor yapım tarafı. ‘Jinn’in, önümüzdeki yıl, platformun dizi kategorisinde yayına girmesi bekleniyor.
Büyük benzerlik
Netflix’te yer alacak ilk Türk dizisi ‘Koruyucu’, malum İpek Gökdel’in ‘Karakalem ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi’ romanını temel alıyor. Kısaca doğaüstü güçlerle İstanbul’u koruma savaşı bizlere sunulacak. Hani iki diziyi yan yana getirince, biz buralara yine bildik bir ‘batılının doğuya standart bakışı’nı tekrar ortaya koyuyoruz, diye düşünmeden edemedim. ‘Binbir Gece Masalları’nın post modern hali mi? Bizim buralardan polisiye çıkmaz mı? Çağdaş dram da çıkmaz mı? Bunları Batı yapar, doğu gizemli hikayelerini anlatır hali mi? Hani sinemada Doğu’nun makus talihini çekince Batı’da ilgi görmek ya da darbuka sazla etnik müzik listelerinde sıkıştırılmak gibi bir durum, bu platformun bizlere bakışı! Tesadüf değil bu cin işleri?