Ufuk açıcı sohbetler, tartışılması gerekli konuların konuşulması ekranda az rastlanır bir durum. Özel merakım müzik. Çok nadir derinlemesine hikayeler. “Şarkıyı yazarken neler hissettin?” sığlında. Tam da böyle bir ortamda TV Net kanalındaki ‘Gündem Sanat’ta Udi Necati Çelik sohbetine denk geldim. Tartışmalı görüşler de vardı tabii ki. Ama olsun hikaye budur zaten. Konu açılsın, konuşulsun... Girişi Lavtacı Andon’un ‘Hüseyni Peşrev’i ile yaptı üstat. Farklı bir tını hissediliyordu. Bir de iyi bir mikrofon yerleştirselerdi. Ses çatlıyordu yani! Olur da bizde böyle şeyler!
Bin yıllık eser dinletiyorum
“Amerika’ya gidiyorum. 250-300 senelik geçmişi var, ona bin yıllık eser çalıyorum. Abdülkadir Meraki’den ya da Farabi’den. Tavana çarpıyorlar. Teknik olarak da, ruh olarak da, müthiş bir müziğimiz var” diyor Necati Çelik. Farklı bir bakış açısı.
Batılı kadar iyi piyano çalmak
“Biz piyano, gitar ile Batılılar kadar başarılı olamayız” diyor ve keman virtüözü Yehudi Menuhin örneğini veriyor. Ünlü kemancıyı Washington Üniversitesi’nde adına kürsü açılan Necdet Bey (Yaşar) sınıfında derse götürmüşler. Üstat ud ile Menuhin’e Batı tarzı denemeler yapmış. Menuhin pek etkilenmemiş. Beyati Ayini’nden bir bölüm çalmış. Menuhin mest olmuş. Ertesi gün konseri varmış. Sonrasında yapılan söyleşide dinlediği melodilerin aklından çıkmadığını dile getirmiş. Necati Bey’e bunu Necdet Yaşar anlatmış. Üstat bu örnek ile “Biz kendi müziğimizi yapalım” diyor. Tartışmalı bir konudur. Klasik müzik dünyanın müziği olmuştur.
Hemen aklıma geldi bu ‘fusion’da Erkan Oğur vardır mesela. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olmuştur. Türk Halk Müziği’ne, rock ve caza hakim aynı zamanda, perdesiz gitarın mucididir. Yazıyı yazarken Avishai Cohen İsrailli kontrbasçıyı dinliyordum. Tavsiye ederim. Göksel Baktagir ilk aklıma gelen. Kanun üstadı.
Hangi ünlü besteciler nota bilmiyordu?
“Notayı öğrenen herkes kendini müzisyen zannediyor. Müzik başka bir şey” diyor Necati Hoca. Aynı görüşteyim. Ve iki önemli örnek veriyor. “Avni Anıl ve Saadettin Kaynak nota bilmezdi. Kadri Şençalar gidiyormuş Kaynak’ın evine. O şarkıyı söyler, Şençalar notaya alır. Avni Anıl da öyle. Nota bilmekle müzik olmuyor.” Bu konu da tartışmalı. Ben üstadın görüşündeyim, söyleyeyim.