‘MasterChef Türkiye’ yarışması başladı. Şöyle bir tablo var: ‘Gerçeğin şovu’nun en çarpıcı örnekleriyle karşılaşıyoruz. Yemek yapanların bir hayali var, bir de geçmişleri. Yetiştirme yurdunda büyümüş iki kardeşine bakmıştı bir yarışmacı, onun hikayesini dinledik. Çok küçük yaşta annesini kaybeden, 17 yaşında evlenmek zorunda kalan ama bugün iki yetişmiş çocuğuyla yemek yapan anne vardı. Sonra
11 yaşında bulaşık yıkayarak mesleğe başlayan çok mağdur edilen ve nihayet ünlü aşçı olabilme hayaliyle kendini anlatan bir ‘Yeşilçam öyküsü’nden çıkmış kardeşimiz vardı. Anlatılanlar ev ahalisini de etkiledi. Etkiledi çünkü gerçek ama bir süre sonra tek amaç uğruna harcanacak bir gerçek ‘reyting’. Bir saptama benimki. ‘Gerçeğin şovu’ dediklerinin ana kaynağı yaşanan insan hikayeleri.
‘Survivor’ yolcusu olacak!
Ve bir yakışıklı vardı onu sona sakladılar. Walison Fonseca kardeşimiz. Brezilyalı, gelmiş buralara, fotomodel, oyuncu. Melisa Hanım ‘kız arkadaş’ olarak tanıtıldı. Fakat internet ortamındaki haberlere göre evlenmişler. Melisa “İlk gördüğümde aşık oldum” dedi. Tersi olsa şaşılası bir durum. Önemli olan Walison’nun aşık olmasıydı. Sanırım o da gerçekleşmiş çünkü her ikisinin hal ve tavırlarından bu anlaşılıyordu.
Melisa Hanım yaşam koçuymuş. Bu vesileyle işler de açılır diye düşünüyorum. “Bu kardeşimiz finale kadar gider. Kazanır mı kazanmaz mı bilemem. Ama şu kesin, ‘Survivor’ ekibinin yeni adayı” dedim. Bak buraya yazıyorum... Güneşlenirken çekilen fotoğrafları hemen yayılmış zaten! Baklavalardan fena halde bir demet!
Hırslı ve finale aday
‘Çin mantısı yapan’ aşçımız Burcu Hanım’ı hırslı gördüm. Hani Çin olunca ‘Uzak Doğu’ kıyafetleri de giymiş kendileri...
O kadar ince düşünmüş. ‘Recep İvedik 2’deki ‘Yakuza’ esintileri vardı. Finalin en büyük adaylarından diyeyim.
Amatör-profesyonel çelişkisi
Diş doktoru var, evde kendi kendine yemek yapıyor ile aşçı ünlü olacak sonra kendi dükkanını açacak hayali arasında bir dengesizlik oluyor. Bizim ‘MasterChef Türkiye’nin en büyük handikapı bu. Ha bir de, bir süre sonra yemek yerini ‘dedikodu ve aksiyona’ bırakıyor! Tabii olacak ama yemek ile dedikodu dengelenmeli!