Ev ahalisi son zamanlarda yerli dizilerin kamera açılarına takmış durumda... Ekrana birden oyuncunun kafası kocaman giriyor. Hatta ikili halde daha da bir ilginç oluyor. İki kocaman kafa! Yarım boyu var bir de... Öylece yarım boy kesim, bakışıp duruyorlar. “Gözlerle oynuyor bizim oyuncular” ya da “İyi bir oyuncu gözleriyle oynar” veciz sözü de söylenebilir bu duruma... Bizim dizi anlayışımızın özeti; ‘gözler oynasın, gerisi teferruat’ şeklinde... Şimdilerde yazmayan ama bu sektörde emeği geçmiş bir senarist şöyle söylemişti: “Yerli dizi çekimlerinde kol, bacak görülmez. El hareketleri yoktur oyuncunun...” Çok doğru. Ve bir de taktın mı bu çekim haline, epey rahatsız ediyor. Hani bazen öyle oluyor ki, gözü gözümüzün içinde oyuncunun... İzleyici böyle istiyor ya da böyle hoşlanıyor anlaşılan. Elleri, kolları ne yapıyor? O bakışları atarken vücut dili dedikleri durum nedir filan? İşte arada derede bunlar sunuluyor. Varsa yoksa gözler... Ee hepsinin de gözü güzel değil ki!
KADROLU TARTIŞMACILAR!
Haber kanallarının her akşam gündemi konuşan demirbaş konukları var. Bu her kanal için geçerli bir durum. Kimi altılı, kimi beşli konuklar şeklinde oluyor.
Bazen bir kanaldan diğerine geziyorlar.
Baktım ‘Haber Global’ yeni bir kanal ve buralara da el atmışlar. Sanırım bu da bir meslek türü oluyor. Dizi oyunculuğu gibi bir durum... Her bir moderatör kardeşimizin etrafına toplanmış beş ya da altı isim, haftanın belli günleri bir araya geliyor. Bunun iktidar ya da muhalefeti yok. Tabii tanınmış oluyorlar. Doktorsan muayenehane sırasında kuyruk, avukatsan dosyalar tepeleme, gazeteci isen,
tweet’ler yıkılıyor.
Bir de ‘reyting’ yapan isimler var. Sürekli olmasa da sunucuların vazgezilmezlerinden biri Prof. Dr. Canan Karatay... Sağ olsun kırmıyor her ‘reyting isteyen’in huzurunda... Mesela İlber Hoca... Celal Şengör de Fatih Altaylı’nın vazgeçilmezi... Ev ahalisi tartışma izlemiyor. Şöyle bir bakıyor ve
geçiyor. Farklı ve özel konuşanlara rastlamak nadir bir durum.