KIZIL ORDU KOROSU’NU HATIRLAYAN OLDU MU?

Bir tarih yok oldu. Kızıl Ordu Korosu uçak kazasında tarihe gömüldü. 1928’de koro, 1929’da orkestrası kuruldu. 88 yıl hiç susmadılar.Bugün sustu. Dünya müzik tarihinin
en önemli olaylarından.
Bir tane çok izlenen kanal konserini yayınlamayı akıl etti mi? Dizilerden
sonra da “Böyle bir şıklık yapalım”
dedi mi? Görmedim.
TRT Müzik mesela, hemen
programını değiştirebildi mi? İstanbul’da
konser vermişlerdi halbuki.TRT Müzik’ ten, “Kızıl Ordu Korosu’na ait elimizde mevcut olan konserin, bazı bölümlerini TRT Müzik YouTube hesabı üzerinden yayınladık” diye bir not geldi. Ekranda herhangi bir hareket yoktu. George Michael’la ilgili hazırlamakta oldukları bir programda yer vermeyi düşündüklerini de yazmışlar.

CIA 50 YILI DÜŞÜNÜR

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da Hızır, fidanlıkta Özer’in arkadaşı, CIA ajanıyla buluşuyor. Yanında yeğeni de var. Senaryo, bu vesileyle seyirciye bazı mesajlar iletiyor. Obama gitti, Trump geldi hikayesini anlatıyor CIA ajanımız:“Yönetim değişti, kadrolar da değişiyor” Hızır soruyor, “Hani siz
50 yıllık plan yapıyordunuz?” CIA konuya açıklık getiriyor, “A planından B planına geçiyoruz. B planı da 50, C planı da 50 yıllık.” Bilmiyorum, CIA ajanları böyle mi konuşur? Yoksa senaryoda,
vatandaş daha iyi anlasın diye basit cümleler mi kurdular? Böyle olduğunu yazanları, anlatanları, o planları ‘50 yıl önce görüp uyaranları’ ülkemiz, bugüne kadar pek sevmedi. Neyse bu dizi vasıtasıyla artık resmen CIA’yi anladık!

Vatana ihanet edenlerle çalıştınız

Özkan’dan vazgeçtiğini açıklıyor CIA. Hızır, “Bu ülkede hep hamle yapıyorsunuz. Hep yanlış insanları destekliyorsunuz. Bir insanın sizinle çalışıyor olabilmesi için illa ülkesine ihanet etmesi mi gerekiyor?” diye soruyor. CIA’in cevabı, “Bizim önceliklerimizi ülkesinden üstün tutunca, siz buna ihanet diyorsunuz” oluyor.

Senaryo, oynayanlardan birine de
şu cümleyi söyletmeliydi: “Biz de hep tufaya geldik.”

Bir de diyaloglarda işin vatana ihanet tarafı var. CIA ile pek görüşme imkanı bulamayan, hatta ulaşamayan ya da alıp vereceği bir şeyi olmayanlar da bu ülkede yaşıyor unutmamak lazım!

Çapkın Suzi

Meryem Uzerli, Rus ajanı Suzi olarak diziye katıldı. Ünal’ın evindeki sohbetten anladığımız Suzi Hanım, hayli çapkın. “Ben içten konuşunca, bu erkekler kaptırıyor” diyor. Sonra da “Kahvaltıda Alpaslan’ı görmek isterim” diyor. Hatta Ünal “Başka kimi görmek istersin?” dediğinde işveli bir şekilde “Tanıştırmak istediğin başka biri varsa?” diyor. Yılmaz da salonda, “Hızır var Alpaslan’ın amcası, çapkınlığıyla meşhur” önerisini yapıyor. Yine anlıyoruz ki, Suzi her İstanbul’a gelişinde arkasında onlarca leş bırakıyor. Bunu Ünal açıklıyor: “Salak aşıklar topluluğu.”