Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Kore uyarlaması’ diziler giderek artıyor. Bu durum, yapımcı Osman Sınav’ı rahatsız etti. “Hormonlu diziler ve hikayelerle bu sektör biter” diyor. Bir yerde özeleştiri de yapıyor: “‘Şahane Damat’ı ben bugün Peru’ya satabilir miyim? Ama geçenlerde geldiler, ‘Acı Hayat’ı aldılar. Bu gidişle dizi pazarındaki payımızın da azaldığını göreceğiz. Bunu Kültür Bakanlığı yetkililerine de söyledim.”

İlk satılan dizi, ‘Deli Yürek’

“Dizi satıyorsak bu yerli konseptle oldu. Kore’ye bizim format satmamız lazım. Yabancıya satılan ilk dizi ‘Deli Yürek’ oldu.
O zaman bölümünü 30 dolara satmıştık. O günlerden bugünlere geldik. Ama artık bitiyor. Bu hormonlu hikayelerle olmaz” diyen Sınav, yeni bir tartışmayı da başlatmış oluyor.

Haberin Devamı

Telif yok, gelecek yok

“Kanalların bizlerle yaptıkları sözleşmeler hâlâ köle sözleşmesi. Bir ülkenin hukuk kalitesini iki şey belirler; insan hakları ve telif hakları. Yerli format için Ar - Ge yatırımı yapmak, risk almak gerekir. Yeni kuşak televizyon yöneticilerini bu konularda ikna etmek mümkün olmuyor. Bir dizinin kuvvetli satın alma şansı varsa bir yüzde alabiliyorsunuz. Onun dışında satış yetkisi tümüyle kanalın mesela” derken Sınav, demek hâlâ aynı sorun devam sinyalini alıyoruz.

Bana yok, yabancıya var

Telif hakları konusunda bir tartışmayı daha başlatıyor Sınav; “Telif hakkı bana yok, ama yabancıya var. Ben 35 yıllık bir yapım şirketiyim. Telif hakkı alamıyorum ama adını vermeyeyim ülkemize giren bir yabancı şirket alıyor.” Telif hakları çok önemli. Bir ülkede iyi işler yapılmak isteniyorsa üreten sanatçının (sinema, tiyatro, resim, heykel, yazı ve müzik ne varsa) ürettiğinin karşılığını alabilmesi lazım. O zaman “Aslında ben caz yapacaktım ama pop iş yapıyor” diye düşünülmez. “Dizi oyuncusu olmasam aç kalırım” diye de bir gerekçe kendine yer bulamaz.

Uyarlama yaptım acayip tuttu

Kore uyarlamaları için, “İyi iş yapıyor” diyenler olacaktır. “Efendim, uyarlamalar da sonuçta bizden, bizim senaristler yazıyor” diyenler de olacak. Şahsen beğendiğim bir uyarlama dizi orijinalinden daha çok ilgi gördü ve yurt dışına satıldı. Sen dizi ihraç eden ülkeyim diyorsan, gerçekten rakamlar senin ‘yükselen yıldız’ olduğunu gösteriyorsa, giderek artan ‘Kore uyarlaması hormonlu’lar mutlaka fatura çıkaracaktır bu sektöre. Üretmeyen bir dizi sektörü “Nasıl olsa satarım” felsefesinin bedelini mutlaka öder. Daha net söyleyeyim ‘ölmez ama sürünür!’