Adı üzerinde dizi... Mutlaka bir sonu olacak. Önce bunu bilmek lazım. Sonra sektörün sistemine bakmak lazım. Uzun dizi eşittir reklam üzerinden yürüyor. Yani süresi iki saati geçiyor. Böyle bir sistemde, örneğin dizi 13 bölüm görmüşse finali normaldir. Çünkü o 13 bölüm 26 bölüm demektir.
Eh bu kadarı da yeter. Her bölüm iki bölüm hatta 2.5 eder standartlara göre. Nitekim yurt dışına satıldığında, kırpılıp biçilir icabında.
Bir de beş bölüm filan gidip final yapanlar var. Ona final yerine “Tutmadı” demek daha doğru olur.
2019-2020 toplam dizi sayısı 48, bir önceki yıl bu sayı 53 oldu (Kaynak: Yaratıcı Yapımcılık 2019-2020 Dizi Değerlendirmesi). Şu an ekranda baktım final yapacak olanlar dahil 37 dizi var. Sayı giderek azalıyor. Bence az ve öz her daim iyidir. ‘İyi ve makul süreli dizi izlemek’ isteyen doğru internet ortamına gidiyor, nokta. Bir saptama daha yapalım; Netflix’e bir bakın tam bir dizi yığılması yok mu? Bir insanın tüm dijital platform dizilerini izlemeye kalksa, ömrünün yetmeyeceği iddiası pek de yalan değil.
Tüm bunları yan yana getirdiğinizde, acaba hangi dizinin finali kıymetli olabiliyor?
YİNE MAÇI YEDİLER
Çözüm bulunmadığı süre yazacağım. Çünkü para verip maç izliyoruz ve bunun keyifli olmasını istiyoruz. Keyif nedir? Maçı izlemek. Tekrar arası maç izlemek değil. Tabii ki ağır çekim maçtan kareler, tabii ki pozisyon tekrarları futbol izleyicisinin ayrıcalığı oluyor.
Bu ayrıcalık tepe tepe kullanıldığında ise tekrar görüntü maçın önüne geçiyor.
Galatasaray-Alanya maçı öyleydi. Not almışım 62’nci dakikada Babel’in tekrar pozisyonu gösterince, Alanya kalesi önündeki tehlikeyi göremedik. Onun da tekrarı verildi orada izleme şansımız oldu. Bu sadece bir örnekti. Ve her hafta inatla tekrarlanan durum.
Zamanlama sorunu çözülmediği sürece biz maç izleyemeyeceğiz ve pozisyonlar kaçacak ve hatta goller!