Yüksek sesli ve devasa orkestrayla izlemeyi zorlaştıran dizi müzikleri, ev ahalisinin pek rahatsız olduğu bir konu... Genelde bizim yerli dizilerimizde müzik, güçlü verilir. Neredeyse her sahneye bir müzik düşer. Stres, gerginlik varsa, kemanlar (ki bilgisayar ortamında üretilir) canhıraş bir halde olur... Son zamanlarda bir dizinin müziği, ev ahalisinin dikkatini çekti. Hatta son bölüm, “Yahu ne kadar dinlendirici, gerilim bölümleri bile pek bir huzurlu” dediler. ‘Kalbimin Sultanı’ndan bahsediyorlar.
Müzikler Uğur Işık’a ait... Habertürk’teki ‘Tarihin Odası’ programında dinlediğimde ilgimi çekmişti. ‘Kim bu jenerik müziğini yapan?’ demiştim. O, Uğur Işık’mış. Öyle olunca, bir kat daha arttı ilgim... Peki nedir bu dizinin müziklerinin özelliği?
Hem batıyı hem doğuyu bilmekIşık, ud, bas kemençe ve viyolonsel enstrümanlarını çalan, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nı bitirmiş bir isim... Tüm bunları alıp çok sesli ve hatta elektronik harmanın içinde yoğurmuş. Dizide, II. Mahmut dönemi müzik anlayışları melodilere yansımış, bu durum kendi hazırladığı metinde yer alıyor. Dede Efendi de onlardan biri... Santur ve rebap da kullanılmış kayıtlarda... Dizinin romantik hali, bütüne yansıtılmış. Kendi içinde gerilim arzeden bölümlerde bile, bu anlayıştan vazgeçilmemiş. Sıkı bir melodi zenginliği kendini gösteriyor. Son dönem dizileri arasında farklı müzikleriyle dikkat çekiyor ‘Kalbimin Sultanı’...
LATİN PAZARINDA TÜRK DİZİLERİ ÜRKÜTÜYOR
Budapeşte’deki NATPE, (National Association of Television Program Executives) sektör profesyonellerinin bir araya geldiği TV pazarı... Bir haber dikkatimi çekti. Latin dizi pazarının önemli kuruluşlarının yöneticileri, ‘klasik telenovelanın nasıl ötesine geçilebilir?’i konuştu. Pazarda, Caracol TV, Azteca TV, HBO Latin Amerika, Mega Global, Globo gibi sektörün önemli yapım ve TV kuruluşları yer aldı. Mega Global Ent. patronu Esperanza Garay, “Son 10 yılda bölgede Latin Amerika’ya dışarıdan farklı dizi akını oldu. Hindistan ve Türkiye’den geldi” dedi. Şirketin patronu, rekabetin kendi yapımlarında hem çekim kalitesini, hem de konu çeşitliliğini artırdığını söylemiş. Bizim yerlilerin oyunculuk, mekan ve çekim kaliteleri, (onlara göre) onların piyasasını etkiledi. Söz konusu piyasanın tekelleri artık ‘Türk dizileri’ni dile getirmek zorunda kaldı.