Zor zanaat spor spikerliği... Benim yetişemediğim mesela Muvakkar Ekrem Talu (Sevgili Umur
Talu’nun babası) ilk spor spikerlerinden. Mesela Eşref Şefik’i dinledim ben. Hiç unutmuyorum Beykoz’da bir salonda nenemin çok sevdiği Zeynep Hanım’ın oğlu Muzaffer Amca’nın evindeydi. Hatta geç bir saatti ve bir final karşılaşmasıydı. Muzaffer Amca, Beykoz Kundura Fabrikası’nda çalışırdı. Süreyya ve Süleyman adında iki oğlu vardı. Bak nereden nereye gidiyor insan...
Halit Abi’den (Halit Kıvanç) maç dinlemek bir başkaydı. Maçın ötesinde bir hikayeler manzumesiydi dinlediğimiz. Dinlediğimiz diyorum çünkü spikerlik raconu radyoydu. Maçın hayalini satma sanatıydı spikerlik. Sonra televizyon çıktı mertlik bozuldu diyeyim. Bugün olabildiğince kaçırmadığım bu ‘sohbet’ tadını bizlere aktaran Orhan Ayhan vardır. Bir kuşağın son temsilcisidir. Sonra TRT spikerleri ve özel televizyon spikerleriyle bu iş büyük bir sektör oldu. Bu işin bir de atletizmi var, basketbolu mesela ayrı bir uzmanlıktır. Maç yayın hakları elinde olan beIN Sports ‘Kolaysa Anlat’ diye bir yarışma yapıyor. Bir iki defa denk geldim. Yarışmanın ödülü bu kanalda maç anlatmak. Ödülün kıymeti parayla ölçülmez diyelim. Yalçın Çetin, Güntekin Onay ve Özkan Öztürk jüri üyeleri. Güntekin Onay’a sordum ayrıntıları...
Binlerce aday arasından 50 kişi
Onay, “Binlerce talep oldu. En iyi 50 kişiyi seçtik. 5’li gruplarla, 10 bölüm yarıştılar. 10 kişi yarı finale kaldı. Onların arasındaki mücadele sonucu beş isim finalist oldu. Final 10 Eylül’de yapılacak” diye özetledi. Yani beIN Sports’un taze futbol spikeri belli olacak. Bir yerde kalitenin de nasıl olduğunun göstergesi oldu bu yarışma. Futbol spikerliği için yetenek yetmez bir de birikim gerekir. Güntekin Onay pek iç açıcı bir tablo çizemedi doğrusu... “Ses kalitesi diksiyonu iyi olanlar var. Ancak genel anlamda retorik zayıf” dedi. Yani ikna edici konuşma.
Türkçe’yi kullanamıyorlar
“Türkçe’yi zengin kullanamıyorlar. Akıcılık eksik. Klişe ve ezber anlatımlar var, yaratıcılık eksik. Kendi tarzları yok.” Bir kalemde söyledikleri Onay’ın...