Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransa-Türkiye maçının ekran tarafı heyecanlıydı. Şahsen bu maçı alacağımız konusunda altıncı hissim vardı. Bunu da paylaştım. Sonuç, ona yakın çıktı. Psikolojik nedenlerin ön planda olduğu bir karşılaşmaydı. Bu beraberliğe rağmen, oturup ders çıkarılması gereken bir müsabaka... Topu alan, bir ara direkt ceza sahamızın içine giriyordu.
Ev ahalisi, maçın çekimlerinden rahatsız oldu. Her pozisyonu sar başa, göster hareketinin maçın ritmini düşürdüğü ve pozisyonları kaçırdığı görüldü. UEFA, “Her pozisyonu değişik açılardan gösterin, izleyici tatmin olsun” mesajının sonrası canlı maç yayınının ne kadar çorba olduğunun farkında mı? Hareketi bol maçlarda tekrarla sürekliliğinin çelişmemesi mümkün değil. Pozisyon tekrarları, karşılaşmanın anlatımını sekteye vurdu, nokta... En muhteşem yönetmen olsa da bunun altından kalkamaz.

Haberin Devamı

Selamı vermediler

Bizim attığımız son dakikadaki gol sonrası sevincinin en önemli sahnesini, Fransız rejisi vermedi. ‘Asker selamı’ militarist bir gösteri değildi. Bir kare olarak hayli anlamlıydı. Maç sonu Fransız rejisi kendi takımının taraftarına gidişini gösterdi. Rakip takımın da 30 bin taraftarına gidişini göstermemesi, ‘görsel seçim’ standardındaki çapsızlığın örneği değil miydi?

Gollerde gösterim eşitsizliği

Maç sonu her iki takımın golleri gösterildi. Hani 1-2 defa değil. Saydık, Fransa’ nın attığı gol tam sekiz ayrı açıdan ekrana
geldi. Ya bizim gol? Altı ayrı açıdan!

Spikerimiz nasıldı?

Anlatımı zor bir maçtı. Erdoğan Arıkan, iyi bir stüdyo spikeri ama maç anlatmak çok farklı... Özetle ses tonu çok naif kalıyor anlatıma... Bir de yorumlar vardı. “Yakaladığımız en önemli pozisyon” dediği, hani Burak’ın tabak gibi ofsaytta vurduğu kafaydı.