Bir yanda ‘Dr. House’ uyarlaması ‘Hekimoğlu’, diğer yanda ‘The Good Doctor’ uyarlaması ‘Mucize Doktor’... Bir tarafta teşhis dehası Hekimoğlu, karşı tarafta otistik cerrah Ali Vefa bulunuyor. Her iki dizinin özelliği, ‘kahramanlarımızın’ lokomotifinde hikayelerin dizilmesi... Gerçi ‘Mucize Doktor’ da, biraz Ferman’ın (Onur Tuna) da baskın olmasına karşın, her bölüm “Şimdi Ali Vefa’nın başına ne gelecek?” sorusu gündeme geliyor. Her iki yapımın ‘tıbbi bilgi’ kısmı olabildiğince donanımlı... ‘Hekimoğlu’ dizisindeki olaylar gerçek. İlk bölümdeki tenya örneği, yine çiğ köftedeki domuz eti mevzusu, gerçek olaylar. Bin metrekarelik bir hastane dekoru var. Özel bir üniversitenin hastanesi ve ameliyathanesi kullanılıyor. Yapım, yüzde 60 oranında kurulan dekorda geçiyor. Tıbbi danışmanlık
bir devlet hastahanesinin nöroloji bölümü öğretim üyelerinden geliyor.
‘Mucize Doktor’ da özel bir hastaneyi kullanıyor, tabii adını değiştirerek. Otistik Derneği’nden danışmanlarla çalışıyor.
Farkları nedir?
‘Mucize Doktor’da ‘drama ağırlığı’ fazla... ‘Hekimoğlu’na daha bir ‘literatür dizisi’ diyebiliriz. Otizmle ciddi anlamda ‘Mucize Doktor’la tanıştık. Yapım tarafı, kendi projeleriyle ilgili olarak, “Tüm kategorileri bir araya toplamayı başaran dizi oldu, bizimki salt bir doktor yapımı değil” diyor. Kendi açılarından koydukları bir diğer fark bu... Birbirine benzer konular arasından sıyrılmak gerekiyordu ama öyle kolay değildi. Bu anlamda ‘Mucize Doktor’ örneği önemli bir diğer saptama... ‘Hekimoğlu’ ise bize yeni bir kavramı tanıttı; ilk tanıcılar... İlk tanıyı koyan doktor, bizde de var.
‘Mucize Doktor’ satıyor
‘Mucize Doktor’un orijinal formatı, Güney Kore’de 2013 yılında izleyiciyle buluştu. Amerikalılar kendi uyarlamalarını çekti. Kulağıma gelen, bizim yerli uyarlamayı tercih edenlerin sayısı artmaya başlamış. Amerikan uyarlaması projeyi iptal edip, bizim yorumu tercih ediyorlarmış.