BU KARAKTERLER ÖLMEYECEK!

Ne Poyraz ölecek, ne Hızır ne de Emir... Flaş dizilerinin finalleri (sezon tabii ki) ölümlerle

(!) son buldu. Poyraz Karayel kefene sarıldı, mezara gömüldü. Hızır ve Meryem ‘Eşkıya Dünya Hükümdar Olmaz’ın sonunda vuruldular. ‘Kara Sevda’da Kemal, Emir’i vurdu. Ne Poyraz ölecek, ne Hızır ve Meryem ne de Emir. Resmi bilgidir diyeyim! Tartışmasız, “İçlerinde bakalım nasıl ayaklanacak?” diye düşünülen isim Poyraz olacak.

İntiharlar arka arkaya

Sema’nın intiharı senaryonun gidişatı açısından doğru bir karardı. ‘Kara Sevda’da Hakkı intihar etti. Ozan da aynı şekilde. Bizde diziden ayrılma bu sezon ağırlıklı ‘intiharlar’la çözülmüş oldu.

Ne ağladılar öyle!

‘Kara Sevda’da Nihan’ın ağlama sahnesi pek konuşuldu. Bir de Sinan’ın ‘Poyraz Karayel’deki babasına ağlaması çok dokunaklıydı. Her dizinin bir ‘ağlatma meşrebi’ olduğunu düşünüyorum. İzleyenleri gözyaşlarına boğulmuştur. Bendeniz ‘Poyraz Karayel’de bu duygular içinde oldum diyeyim. Tarafsız değilim. Bu işi sezon içinde en içten yapan dizi diyebilirim.

‘Ülke güzel bir dandik’

“Albayım ülke güzel bir dandiğiz. Kötü değiliz, aptal değiliz, cahil değiliz. Peki o zaman niye böyleyiz ya? Çünkü dandiğiz” dedi Poyraz Karayel. Türk Dil Kurumu’nda dandik için ‘sıfat; düşük nitelikli’ diye yazıyor. Bilgi notu olarak verilmiş; ‘26 Eylül 2006 tarihinden itibaren 246.334.283 kez söz arandı’. Buna rağmen demek hâlâ, dandiğiz!

Kimsenin aklına gelmedi mi?

FOX Ana Haber Bülteni’nde Atalay Filiz’in savcılık ifadesiyle ilgili bir haber vardı. “Akıl Oyunları’ndaki şizofren matematikçi John Nash’in hayatına benzer bir portre çiziyor. Gazetelerden şifreli mesajlar aldığını iddia etti.” Kimsenin aklına bu filmi tekrar oynatmak gelmedi mi?

Mesela ‘İşte Atalay Filiz’in esinlendiği film’ gibi uçuk kaçık pazarlama mantığıyla gösterilse filmin izlenme oranı ne olurdu?

Hatta bir de arkasından suç araştırmaları üzerine çalışan bir avuç isimle yuvarlak masa... Böyle ‘fikirler’ bizim çok izlenen kanal cenahında yok.

HAKKI DEVRİM ANISINA...

Hoş sohbet ifadesinin karşılığı. İçinde, ses tonu, akıp giden cümleler, bilgi dağarcığı, her şey var. Çok eskilere dayanan (babam ve amcam vasıtasıyla) bir tanışıklık sonrasında, eski Milliyet binasında (ben öyle söylemeyi tercih ediyorum) sohbetler. Kalem üslubundan, konuşma adabına kadar bir yolculuktu Hakkı ağabey...