Yeni yılla birlikte şehitler, deprem, çığ ve uçak kazası üst üste geldi. Haber kanalları, kameramanlar ve muhabirler nereye nasıl yetişeceklerini bilemediler diyebilirim. Ekran, yeni ‘uzmanlar’la tanıştı. Muhabirlikten geldiğim için, böyle haberlerin isimsiz kahramanları muhabirlerdir. Kameramanlar, en çarpıcı görüntüleri almakla uğraşınca, o acıların içinde bir yanda gördükleriyle, öte yandan, haberi vermenin telaşında çırpınırlar. Bir gün içinde iki felaketin takibi hiç de kolay olmamıştır. Gördüğüm, haber kanalları da ellerindeki tüm ekipleri olay mahallerine hızla yetiştirdi. Bu arada haber servisi yapan ajansları da unutmamak lazım. Haber merkezleri her iki felaketin uçak kazası ve çığ düşmesiyle ilgili uzmanlara ulaşmak ve en geniş bilgiyi izleyiciye aktarma konusunda olağanüstü bir çalışma içindeydi. Uçak kazası özelinde gözlemlediğim, isim vererek kazayı yapan şirketin ‘yeterli önlemleri almadığı’ yolunda bazı görüşlerin dile getirilmesi ve
kıyas yapılmasını pek doğru bulmadım.
CNN Türk’te konuşan ve Boeing 737-800 tipi uçağı 20 yıldır kullanan Bahadır Altan, “Kazayla ilgili net bilgiler olmadan konuşmak doğru değildir. Kaza olduğunda bir suçlu arayan sorular sormamak gerekir. Altyapıda ve yönetim kademesinde ne eksik var, bunlara bakmak lazım. Örneğin Sabiha Gökçen’deki ikinci pist, neden yapılmamıştır?” dedi.
‘Birey olarak bilinçli değiliz’
Dikkatimi çeken bir konu, ayrıntılara girildiğinde, her uzmanın kendi çerçevesinden bir bakışı olduğu ve bilgisini terimlerle süsleyerek, bizlere anlatmış olmasıydı. Kim daha çok biliyor, kim daha doğru söylüyor, ayırt etmemiz mümkün değildi.
Çığ felaketiyle ilgili de durum böyleydi.
Doğru bir kurtarma çalışması yapılmış mıydı? “Ekip, çok kalabalık, bu kadar olmamalı” diyenler vardı mesela... Ekranda gördüğümüz, canla başla çalışan o karları küreyip, can kurtarma uğraşında olanlara haksızlık olmuyor muydu? Sonuçta her iki felakette hatalar ve yapılması kadar, yapılmaması
gerekenler de vardı.
Şu bir gerçek, biz kendi geleceğimizle ilgili ‘yaşamsal tedbirleri almak’ konusunda birey olarak bilinçli değiliz. Kendi önlemlerimize özen göstermediğimiz
zaman, büyük boyutlu kazaların karşısında, (özellikle deprem) paniklediğimizi fark ettim izlerken. Düşündüklerimiz, ‘Ya bir daha olursa ne yapacağız?’, ‘Neyse ucuz atlattık’ ve ‘Bir daha olmasın’ temennileri oldu.