Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Bodrum Masalı’nda Lal, (Bige Önal) Haydar (Sinan Bengier) Efendi’yi ziyarete gelir; “Senin bir arazin varmış” der. “Şu kadar bir şey iskanı yok, hem üzerinde çay bahçesi var, garipler çay parasına çalışıyor” karşılığını verir Haydar. Lal, çay bahçesinin de kalacağının sözünü verir. “500 bin TL de veriyoruz” dediğinde Haydar Efendi afallar. Faryalı bu durumu öğrenir. Varır onun yanına; “Bunlar güçlü adamlar, imar izni olmayan yeri niye aldılar? Çekecek seti benim otelle deniz arasına. Ketenpereye getiriyorlar seni” diye söylenir. Bodrum ve kıyılar nasıl yağmalandı hikayesinin bir damlasıydı dizideki.
Portakal bahçeleri ve tarlalar bu şekilde gitti.
Ormanlar da böyle tıraşlandı!

Haberin Devamı

DANSÖZLERİ NEDEN KONUŞTURMADINIZ?

CNN Türk’te bir haber vardı ‘En itibarsız meslekler’ diye... TÜBİTAK ile İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü birlikte hazırlamış. Dansözlük ilk sırada. Seyyar satıcılık, falcılık, astrolog ve otopark görevlisi diye liste devam ediyor. Bol bol işportacı bulmuş CNN Türk, konuşturmuş. Haberin gövdesinde dansöz var. Haberi süsleyen manşet, dansöz. Bir tane dansöz yok muydu konuşacak? Asena’yla neden konuşmadılar? Bugün şan ve şöhretin basamaklarını dansözlükle çıkan Sibel Can’a konu sorulsaydı? Toplumun itibarlı bulmadığı astrologlar, ekranın en çok izlenen, gazetelerin en çok
okunan köşelerindekiler değil mi? ‘İtibar’ kelimesi zaten hoş olmamış. İtibar, bu mesleklerin erbapları bulunup korunabilirdi.

DENİZDE VAPURA BENZEYEN ŞEYLER

TRT Haber’de ‘Çay Simit’ sohbetinde Şehir Hatları Genel Müdürü Yakup Güler vardı. Sohbete katılan genç bir kız sordu; “Denizlerde vapura benzeyen birçok taşıt görüyoruz. Onlar hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye. Yakup Bey cevapladı; “Onlar nostalji vapurumuzun alternatifi değil. Onlar deniz otobüsü. Hızlı erişmek isteyen bu tür deniz araçlarını tercih edebilir. Nostaljik bir keyif ve seyahat etmek isteyenler, bunları tercih edebilir.

Görsellik konusunda vatandaşın da haklı bir eleştirisi var.” Ben onları konserve kutularına benzetiyorum. Güler, ‘Yenileri yapılırsa’ dikkate alacaklarını söyledi. Yapılacağı da kesin değil anlaşılan. Sabahları neredeyse tüm yolcuların birbirini tanıdığı çay, poğaça, gazete, denizin kokusu, rüzgar ve sohbetin olduğu, martı seslerinin bir nebze uykuyu aldığı, mutluluk zerk ettiği yolculukların neresi nostalji oluyor? Ömrümüz bu sabahlarla geçti. Kadıköy - Eminönü, Anadoluhisarı - Eminönü ve daha niceleri... Konserve kutusu içinde gidişlerin hızı olsa ne olur, olmasa ne olur! Hem sayın genel müdür söyledi, her bir geminin hikayesi vardır diye... Siz de yeni hikayelerin gemilerini yapın, onlara binilsin.