‘Futbolu Sam Peckinpach gibi çekmek’ diye bir makale okumuştum, zamanında bu köşede de yazdım. Le Monde televizyon eki ‘Telerama’da çıkmıştı. “Şiddete estetik getiren yönetmen” diyorlar. Özellikle yakın plan, ağır çekim kareleriyle ünlüdür. Ben de severim kendilerini, epey filmini izlemişimdir. Ekranda ve hatta paralı platformlarda yer almaz nedense. Futbol maçını bir ‘aksiyon filmi’ çeker gibi sunmak... İşte burada sorun başlıyor.
Geçtiğimiz hafta seyrettiğim tüm maçlarda bir ‘süreklilik sorunu’ vardı. Olur olmadık her pozisyonu tekrar etmek. Bu sırada maçın gidişatını kaçırmak. Daha önce de yazdım. Ama bu sefer artık abartmış beIN SPORTS.
Fransızlar’ın teknik hakimiyetindedir beIN. Fransızlar yakın plan çekimi çok seviyorlar. Bir maçta ortalama bine yakın, yakın planla çalışıyorlar. İngiltere ve Almanya’da bu ortalama 800 civarında. Oyun odaklı 800 oluyor. Bizimkilere de “Bol tekrarlı, yakın çalışın mı?” demişler acaba? Ne olursa olsun, kardeşim maçın gidişatını etkilemeyecek maharette olacaksın. Top, auta çıkmış araya bilmem kaçıncı dakikada atılmış golün görüntüsünü değişik açılardan veriyor. Döndüğünde oyuna top, karşı kaleye çoktan gitmiş. Bu bir değil, iki değil...
2014 Dünya Kupası açılış maçını çeken Fransız yönetmen François Lanaud 12 saniye geniş plan ortalamasıyla çekmiş. Bu konuda yazı yazmış ve bizim efsane yönetmen Musa Çözen’e sormuştum. “12 saniye ortalama çok fazla. Yani sürekli bir yakın plan çekmiş. Bu 30 saniye olmalı” demişti.
Sanki büyük olay var
Bazı takımlar var, her an gol pozisyonuna girer. Bayern Münich mesela. Onun maçlarını çekerken yönetmen her an hazırlıklı olmalı. Son Kasımpaşa-Galatasaray maçına bakalım. Nasıl ağır aksak bir maç! Buna rağmen tekrardan maçı izletmediler. Her pozisyonun ağır çekimini verdiler.
Bizde böyle bir takım özel olarak yok. Bol gollü maçlar var. “Aman dikkat edelim” diyeceğimiz bir takım sanmıyorum bu anlamda. Genelde kötü zeminleriyle (Bu arada Başakşehir, Alanyaspor zeminleri çok iyi ama azınlıkta) boş tribünlerle izleyene pek keyif vermeyen görüntüye bir de bu çekim sorunları eklenince, “Özeti izle daha iyi, bu kadar paraya değer mi?” diyor insan. Valla acayip gıcık kaptık ev ahalisiyle...