Tesadüf mü bilinmez. Dizilerde son zamanlarda aynı renk ve marka giyen karakterlere rastlanıyor. Ev ahalisinin gözünden kaçmıyor. ‘Sol Yanım’da Maya’nın kazağı ile ‘Sadakatsiz’ dizisinde Bahar’ın kazakları mesela. Yine ‘Akrep’te Merve’nin giydiği sweatshirt, ‘Menajerimi Ara’daki Dicle ile aynıydı. Belki daha da çok vardır. Ev ahalisi markaların ‘pazarlama’ çalışması olarak yorumladı.
Fark ortaya çıktı
Galatasaray-Gaziantep FK maçında zemin evlere şenlik. “Çok kar yağdı” filan dediler. Bayern Münih-Arminia Bielefeld maçına denk geldik. İlk yarı kar sahayı kaplamıştı. Zemin çamur değildi. İkinci yarı kar durdu. Ortaya mis gibi zemin çıktı. Peki aynı iş bizim TT Arena’da olabilir miydi? Yani kar dursa, saha nasıl olurdu? Çamur.
Tutulu satış
Son zamanlarda ev ahalisi dizi aralarında ‘Ben Bilirim’i izliyor. Geçtiğimiz perşembe sorulardan biri: ‘Mortgage’ın Türkçesi nedir?’ Bilemediler. ‘Tutulu satış’mış. Ev ahalisi, “İpotekli satış diye biliriz biz, hiç kullanılmıyor ki!” diye karşı çıktı.
Ekran entelijansiyası
‘Tartışma programlarında hep aynı yüzler var’ diye yazıyorum. Faruk Bildirici çetelesini tutmuş. 29 demirbaş isim var. Biraz daha genişletmekte fayda görüyorum. Sayılmayan kanalların tartışma programlarını da eklesek, ekranda tüm konuları ortalama 50 kişilik bir ekip tartışıyor.
Haddini bilerek savunma
“İyi savunma yapmak da bir meziyettir” dedi Kerem Öncel. İtalya’yı örnek verdi. Savunmaya nereden başladığın önemli. ‘Çanakkale geçilmez’ mi yoksa ‘rakip sahada’ mı? Savunmadan anladığımız galiba ilk şık oluyor. ‘Hücum etmeyi’ üst düzey takımlara mahsus, savunmayı da ‘haddini bilerek oynamak’ olarak yorumladığınız zaman iyi futbol nerede kalıyor?