FOX’un ‘Vurgun’ dizisi, bu yılın iddialı yapımlarındandı. Kanal, final kararı, aldı. Ev ahalisi, “Valla izliyorduk hatta giderek daha ilginç oluyordu” dedi. Bizim ne düşündüğümüz değil, izleyicinin nasıl bulduğu önemli oluyor. Bu satırları okurken yapım şirketiyle son konuşmalar yapılıyor olacak. Giderek aşağıya doğru bir ivme oldu projede... Erkan Petekkaya, Deniz Çakır ve Emre Kınay... Böyle bir ekip var. Sektördeki önemli isimler, “Dizinin 13 bölüm gitmesi mümkün görülmedi. İddialı dizilerin bir 26 bölümü götürme gücü olmalı” yorumunda bulunuyor. Maliyeti yüksek iddialı dizilerin formülü böyleymiş. Bir de yurt dışı satışı var. Bunun da bir garantisi yoksa hem kanal hem de
yapımcı için maliyetler, karşılanamaz oluyormuş. Hele üzerine bir de
‘reklam gelirlerinin’ sorun olduğu ekonomik durum da eklenince...
‘Vurgun’da tüm bunlar geçekleşmiş.
Deniz Çakır durumu mu?
Acaba Deniz Çakır’ın son yaşadığı
olaylar ve sonrasında açılan davanın ‘mahalle baskısı’, bu finalde etkili oldu mu? Kesinlikle böyle bir durum yokmuş.
Zaten dizi, söz konusu olayın yaşandığı
dönemde devam etmiş.
TÜRKİYE’DE TV ÖLMEZ!
Gençler internetten dizi izliyor, YouTube fenomenlerle dolu ve cepten maç seyrediliyor diye, “Televizyon bitiyor mu?” soruları geliyor.
Oturup, çekidek çitleyerek dizi izleme devri de bitecek mi? Dünyada bitmeyeceğini söyledim. Bizde hiç bitmez. Son beş yılın televizyon alışkanlıklarına bakmak yeterli. 2013’ten bu yana, TV izleme oranı dört saat 18 dakikadan şaşmamış, zaman zaman onu da aşmış.
Hanelerin TV seyretme oranı da pek istikrarlı... Beş yıldır yedi saat ortalaması istikrarı mevcut. Maşallah, dünyada da sırtımız yere gelmiyor. 96 ülkenin ortalaması yani bir yerde dünya ortalaması günde iki saat 56 dakika. Bizde dört saat 18 dakika... Böyle sevindirici rakamlarla dünyayla yarışmak güzel oluyor!