17.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Nermin Bezmen’in, sevgili eşi Pamir Bezmen’in ardından yazdığı kitabı çok konuşuldu. Böylesi büyük bir aşk gıptayla izlendi. Onca acı, hüzün, özlem ve küllerinden yeniden doğuş... Ve ardından ‘Gönderilmeyen Aşk’ okuruyla henüz buluştu. Nermin Bezmen bugünlerde kendi tabiriyle yeni bir milada girdi. Kalbi ikinci kez aşk kıpırtısıyla doldu, Bezmen, Hello dergisine konuştu.
‘Gönderilmeyen Aşk’ romanınız bu hafta raflardaki yerini alıyor. Nasıl bir roman oldu?
‘Gönderilmeyen Aşk’ romanım, isminin içinde iki anlam barındırıyor. Hem aşkın bir türlü vazgeçilmezliği, reddedilemezliği üzerine hem de hissedilen aşkın insanın sadece kendinde kalışı, karşı tarafa iletilemeyişi hakkında. Sevdiğinin kaybından sonra küllerinden yeniden doğma mücadelesi veren üç kadını anlatıyor.
Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?
Dokuz ay arayla iki kitabım çıkmış oluyor. Enerjimin çok yoğun olduğu bir dönemi yaşıyorum. Son bir sene, bir taraftan son derece durağan ve ağır geçti, yaşadığım acıyı, kederi hazmetmek ve başa çıkmak adına çok yavaş ilerledi zaman. Aynen kadın kahramanlarım için yazdığım gibi, yeni bir Nermin ile yeni bir milada girdim.
“Şimdi başka bir Nermin var” dediniz. Bu Nermin’in nesini seviyorsunuz şimdi?
Ben Nermin’lerimi hep sevdim. Hayatımdaki hiçbir Nermin’den bir şikâyetim olmadı. Bu beden, bu ruh hali, bu beyin, hayâl gücü, yaşam gücü, üretkenlik ve bu yürekle çok tamam hissediyorum kendimi. Kendimi böyle beğeniyor, seviyorum.Hayata asılma gücüm konusunda, şimdi, üç ay evvelinden bile çok farklıyım. Pamir’e olan sevgimin, 34 seneyi nasıl geçirdiğimin kıymet derecesini de kimseye anlatmaya, ispat etmeye mecburiyetim yok. Pamir’i, yolculuğuna çıkana dek, hep hem sevgilim hem kocam hem küçük çocuğum gibi şefkat ve aşkla sevdim ve kolladım çok mutlu ettim. Bir hayatım var, bu hayat bana bahşedildi, her ne kadar sürecekse daha. Eğer Tanrı isteseydi Pamir ile beraber alırdı beni. Daha görevlerim var, Pamir yaşarken bağlandığım başka duygular var; çocuklarım, ailem, mesleğim var, hayatın kendisi var, yaşanmak için bana verilmiş. Şimdi bir torunum olacak.
“Hazır olun, âşık olabilirim” demiştiniz iki ay evvel. Şimdi bu duygunun adını aşk koydunuz mu?
Benim için ilişkilerin her safhasında öncellikle sevgi şart. Kadın ve erkeğin bir hayatı paylaşması anlamında beraberlikleri içinse, muhakkak aşk olması gerekli. Sadece kalbiniz çarpıyorsa, sadece ruhen anlaşıyor, sadece bedenen uyuşuyorsanız veya sadece hasret sizi tutkuya davet ediyorsa, benim için bu aşk değildir. Bunlar aşkın ve aşığın hallerinden biridir. Ancak hepsi bir araya geldiği zaman aşk ve aşık tamamlanır. Böylesine bir aşk da, zamana yayılarak, sabırla ve arzuyla beslenerek oluşur. Ve ben zamana, sabra ve arzunun gücüne inanırım.
Pamir Bey’den sonra birine daha aşık olacağınızı umar mıydınız?
Bu kadar aşk için soluyan biri olmama rağmen Pamir ilk ve tek aşkımdı. Ama, geri dönme ihtimâli olmayan bir sevgilinin özlemi ile yaşamanın, sırf o eksikliği doldurmak için bana yanlışlar yaptırabileceğini hissettim. Acımla başa çıkmayla, yalnız Nermin’i kabullenmeyle, yeni Nermin’i yaratmakla meşguldüm. Küllerimden yeniden doğmak kavgasındaydım. Yaşam benim için, önünde dünyalar kadar seçeneği olan bir bilinmez yolculuktu. Böylesi bir yolun başında yalnız durmaktaydım işte. Ben aşka âşık bir kadın olmama rağmen, âşık olmam hiç de kolay değildir. Hele dolu dolu yaşadığım onca senelik aşkın ardından hayatıma girmek isteyecek erkeğin işi çok zordu. Beni taşımak da kolay değildir. Kolay değildir bendeki aşkın içine oturmak. Dolayısıyla buna bir süre koymamıştım belki de hiçbir zaman yaşanmayacaktı. Hayat sürprizlerle dolu.