01.03.2015 - 19:26 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN - senem.aydin@milliyet.com.tr
Canan Ergüder, Amerika’da 14 yıl yaşadıktan sonra İstanbul’a geldi. ‘Güllerin Savaşı’, Ergüder’in Türkiye’deki dördüncü dizisi... Oyuncuyla, canlandırdığı ‘Gülfem’i, ‘Son Umut’ macerasını ve vejetaryenliğini konuştuk.
‘Güllerin Savaşı’nda canlandırdığınız ‘Gülfem’ sürekli sinir krizleri geçiriyor. O halinizin yorgunluğu oluyor mu?
Öncelikle “Kötü” demediğin için çok teşekkür ederim. Ben ‘Gülfem’i oynamaktan büyük zevk duyuyorum. Etkilenmek için deli olmak lazım. ‘Gülfem’i eve getirirsem hasta ruhlu olurum. Ben onu çalıştığım yerde bırakıyorum, sonra tekrar merhabalaşıyoruz. Son derece zevkli ve renkli bir karakter. Sadece sinir krizlerinden ibaret değil.
Gelen tepkiler nasıl?
O kadar pozitif ki... “Gülfem senden nefret ediyorum” diye yazan da var. “Gülfem’in askerleriyiz” diyen de... Herkes karakteri ‘güçlü’ diye tasvir ediyor ama bana göre o kadar güçlü değil. Güçlü bir maskenin altında ama çok güçsüz. ‘Gülfem’e sadece kötü demek hem emeğime saygısızlık, hem de karaktere...
‘Gülfem’i sevdirmek zor olmalı. Nasıl başardınız?
Zor bir şey gerçekten. Ben yazarlarımıza da, yapımcımıza da bir tek bunun için yalvardım; yaptığı şeyleri sebepsiz yere yapmasın... Karikatüre kaçmasın istedim. ‘Gerçeğe en yakın hali ne olurdu’yu düşünerek oynamaya çalışıyorum.
‘Gülfem’i oynamak size neler kattı peki?
Oyunculuk bilgisi ve kamera bilgisi açısından çok şey kattı. O konuda bir oyuncu olarak çok daha uyanığım.
Cildiniz çok iyi görünüyor bu arada. Bir şey mi yaptınız?
Sigarayı bıraktım ve kilo almamak için vejetaryen oldum. Vejetaryen olmak benim için çok yeni bir şey. Eti çok severim. ‘Acaba yapabilecek miyim’ dedim ama iyi gidiyorum. Kendimi çok daha sağlıklı hissediyorum. Genel olarak enerjim yüksek ve çok mutluyum.
‘Gülfem’ saplantılı bir aşık. Siz aşkı nasıl tarif edersiniz?
Onun gibi bir kadın, işini de, aşkını da saplantılı yaşıyor. Ben onu kafamda kurarken bir kişilik bozukluğu üzerinden gittim. O tarz kişilik bozukluğuna sahip insanların ‘gri alanı’ yok. Bana gelince... Bence aşk; mutlaka sevgiye ve saygıya dönüşmesi gereken bir hastalık.
‘Köylü kadını da oynarım’
Bir röportajınızda “Leş bir sektörde çalışıyoruz” demişsiniz. Nelerden şikayetçisiniz?
Yalın bir şekilde işinizi yapamıyorsunuz ki... Bunu televizyon dünyası için söylüyorum. Kirletilmiş bir dünya. İnsan ilişkileri çok yozlaşmış ve yüzeysel. Sadece yetenek üstüne bir insan seçilmiyor. Yapacak bir şey de yok, çok görsel bir iş sonuçta. Ben her zaman daha temiz, saf bir yerden bakmaya çalışıyorum.
“Sarışınlar kötü kadını oynar” diye bir algı var. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
Evet, öyle bir algı var ama ben sadece kötü kadını oynamadım. Bu Türkiye’de dördüncü dizim. Bundan önceki işimde doğrucu davut ‘Savcı Esra’yı canlandırdım mesela. Başka rollerin de verileceğine inanıyorum, yeter ki yapımcı vizyon sahibi olsun. Bana köylü bir kadını vermemeye çalışacaklardır ama ben ikna etmeye çalışacağım. Karadenizli köylü bir kadını oynayabilirim bence. Rizeliler’e çok benzetiliyorum.
Aslen nerelisiniz?
Boşnak kökenliyim.
‘Ben kimim ki Russell Crowe’a kırılıyorum?’
Birlikte rol almak istediğiniz isimler var mı?
Haluk Bilginer ve Ayça Bingöl’le ‘Nehir’ adlı oyunda rol alıyoruz. Onlarla film ya da dizide de karşılıklı oynamak isterim. Fikret Kuşkan’la tekrar oynamayı çok isterim. Erdal’la (Beşikçioğlu) her zaman oynarım. Ve Tilbe Saran...
‘Son Umut’ filmindeki sahneniz kesilince neler hissettiniz? Russell Crowe’a kırgın mısınız?
30 saniyelik rolüm vardı ve kaldırılma ihtimalinin yüksek olduğunun farkındaydım. Fragmana girdi diye yüreklendim ve sonra diyaloğumun kaldırılmış olduğunu öğrendim. Ama hayatıma devam ediyorum, yazıldığı gibi bir kırgınlık yok. Ben kimim ki Russell Crowe’a kırılıyorum. Adam beni filmine seçmiş sonuçta. Diyaloğum kaldırılmış olsun ya da olmasın Crowe’un filminde oynamaktan gurur duyuyorum. Sadece CV’me koymak istiyordum, hâlâ koyabilirim çünkü diyaloğum olmasa da filmde varım.
Yılmaz Erdoğan filmdeki rolüyle yardımcı erkek oyuncu dalında Avustralya’nın en önemli sinema ödülü AACTA’yı kazandı. Neler söyleyeceksiniz?
Süper! Ama filmi izleyemedim, deliler gibi çalışıyorum. En son bizim diziden Barış Kılıç’ın filminin galasına gittim.