12.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Sercan Kısmet
Vizyonda olan ‘Öğrenci Kafası: Soygun’ filmiyle izleyici karşısına geçen Beril Kayar’ın en büyük hayallerinden biri, sahneye çıkmak... “Bir sezon da olsa tiyatro yapmak istiyorum” diyen Kayar’la, hayallerini konuştuk.
- ‘Öğrenci Kafası: Soygun’ filminin senaryosunda sizi etkileyen ne oldu?
Karakterlerin birbiriyle olan organik ve saf bağından etkilendim. Bir de iki başrol değil de, sekiz karakterin hikayede eşit derdinin olması hoşuma gitti.
- Canlandırdığınız Pınar nasıl bir karakter?
İdealleri olan, dik başlı, komik, sevdikleri için risk alabilen, özverili genç bir kadın.
- Sinema filmlerinde başarı, gişe olarak gösteriliyor. Başrol sorumluluğu yaşıyor musunuz?
Başarının gişeyle doğru orantılı olduğunu düşünmüyorum. Filme, ancak ticaret olarak bakılıyorsa, öyle düşünülebilir. Başrol olmanın sorumluluğunu da taşımıyorum. Çünkü, filmin izlenmesi için en etkin öğe, hikayedir. Bir de bizim projede başrolü, tüm karakterler paylaşıyor.
- Film, gençlerin kampüsün bankasını soyma planını anlatıyor. Sizin de üniversitede çılgınca bir planınız oldu mu?
Bu hikayeyle mukayese edilecek kadar çılgın bir planımız olmadı. En fazla ‘okulu kırıp, daha uzak nereye gidebilir de’ kaldık.
- Modelliği neden bıraktınız mı?
Kariyer planımda olan bir meslek değildi. 20’li yaşların başında, keyif alınabilecek bir işti, ama yetti de arttı...
- Türkiye’de modelliğinin bittiği bir dönemde podyumdaydınız. Oyunculuğa geç başladığınızı düşünüyor musunuz?
Evet geç kaldığımı düşünüyorum. Bu konuyla ilgili, içten içe serzenişlerim oluyor. Ama sonra ‘geç olsun, güç olmasın’ diyorum, geçiyor.
- Oyunculuktaki hedefleriniz neler?
Bir sezon da olsa, tiyatro yapmadan göçeyim istemiyorum. Hayalini kurduğum bir yönetmen var ve onun filminde
oynamak istiyorum. Ayrıca iyi bir karakter oyuncusu olmak hedeflerimden biri...
- Ekranda nasıl bir dizide yer almayı istiyorsunuz?
Komedi oynamayı çok istiyorum. ‘Avlu’ gibi, kadın hikayeleri olan bir projede yer almak isterim.
- Modellerin oyunculuğa geçişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arz-talep meselesi... Sistem, tek başına modellerin istemesiyle dönmüyor. İşin içinde, kanallar ve cast direktörleri gibi daha kolektif bir karar mekanizması var. 90’larda olduğu gibi, öyle bir kıstas kalmadı. Herkesin oyuncu olması gibi, modellerin de oyunculuğu normal...
‘Ekran sistemi değişmeye başladı’
- Güzel kadınların ekranda tercih edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Seyirciden, yapımcıya kadar herkes, ekranda estetiği talep ediyor. Fakat dünyada bu sistem değişmeye başladı. Diziler hikaye ve sağlam karakterler üzerinden yürüyor. Güzel kadın, yakışıklı erkek değil... Türkiye’de de bu değişimin ‘Masum’ ve ‘Şahsiyet’ dizileri gibi örnekleri var.
- Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Yaratıcılığı, empatiyi, özveriyi ve yapabilirsin güdüsünü ortaya çıkaran nadide bir duygu...