04.12.2020 - 17:23 | Son Güncellenme:
Youtube'da 'Gör Beni' programında Armağan Çağlayan'ın sorularını yanıtlayanSeren Serengil, "Ailem beni çok sevse de benimle kaliteli zaman geçirmedikleri için sevgiyi eksik aldım. İlla birileri beni sevsin istedim. Ben birilerini giydirirsem, iyilik yaparsam, bir şeyler alırsam o beni daha çok sevecektir ve benim yanımda olacaktır gibi. Ben sevgiyi hep böyle tanımladım" ifadelerini kullandı.
Şarkıcı Yaşar İpek ile evliliğini 2018 yılında sonlandıran Serengil, "Karşımdaki insan 'Seni seviyorum' dediği zaman hemen inandım. Ya da beni kullanmak için mi geldi, gerçekten sevdi mi, kriteri uygun mu hiç ilgilenmedim. Önemli olan beni sevmesiydi. İhtiyacım olan şey; beni sevmiş olması. Beni sevdiğine inandığım herkesi daha da çok sevmesi için, üzerine katarak, sevmeye devam ettim. 'O iyi olsun, onun istediği olsun, o daha ünlü olsun, o daha yakışıklı olsun, onun istediği yemek pişsin' gibi. Onu mutlu edip, beni daha çok sevmesini istiyorum" dedi.
"Ben çok kuvvetli bir adamla birlikte olamam. Çok zengin, çok toplantısı olan, çok iş seyahati olan" diyen Serengil, şu ifadeleri kullandı:
"Ben gidip, başka bir adamın evinde oturamam. Onun şartlarında da yaşayamam. Çünkü benim çocukluğumdan gelen bir yaşam var. Refah içinde, her istediğimi alarak, istediğimde çalışabilme, istemediğimde çalışmama özgürlüğüm olabilecek kadar bir yaşam standardım var. Kariyeri böyle, yaşam standardı böyle ama hiç benim yanımda olamıyor. Orada bir toplantısı var, burada... Hayır, ben böyle birini istemiyorum. Ben nasıl birisini istedim hayatımda; 'Haydi, sinemaya gidelim' ya da 'Haydi, tekneyle gezelim'. Bunu istedim. Şimdi bir iş insanıyla olduğumu düşünün. Bunu o adamla yapabilir misiniz? Peki ben o adamdan hiçbir şey istemiyorsam menfaatim de yoksa, neden onun bana bahşettiği günlerde ve zaman diliminde olacağım? Şimdi hava güzel. Onunla yemek yemek istiyorum ama o iş seyahatinde. Benimle daha fazla zaman geçirebilecek, mesleki açıdan daha rahat birisiyle olurum. Yani benim evimde oturacak bir kere. Benim köpeklerimle başkasının evine gitsem olmaz. Adam dese ki; 'Koltuğa çıkmasın', oracıkta ayrılırım. Köpeklerim benimle yatıyor. Bir gün şöyle bir konu oldu; köpeğim tam yatağın ortasında yatıyor ve eşimin de yatağa gelmesi lazım. 'İndirsene' dedi. Dedim ki 'Uyuyor, indiremem. O orada uyumaya alışık. Orada uyuyacak. Sen de bir yere sığışacaksın. Yapacak bir şey yok' demek istedim. Bunu kabul eden, beni çok seven, yüce gönlüyle kabul eden ve bana uyum sağlayacak birisi olmalı. Bana uyum sağlayacak birilerini seçtiğin zaman da kriterler daralıyor. Bu sefer hiç bana uymayan insanlar da havuza giriyor. Ben seçtiklerimi ve onlarla gelen riskin sonuçlarını kabul ediyorum. Ben bu saatten sonra değişemem."
ABLASI ÇİÇEKÇİLİK YAPIYOR
Armağan Çağlayan'ın babasının diğer evlilikten çocukları olup olmadığı sorusu üzerine Seren Serengil dikkat çeken bir açıklama yaptı: Babam o hanım için gitmedi. Annemden sonra beş defa evlendi. Son eşinden Finlandiyalı üç tane kızı var. Onları da çok seviyorum. Çünkü onların bir suçu yok. Suçlu erkek.
Anadolu Hisarı'nda çiçekçilik yapan kardeşinin sorulması üzerine Seren Serengil, "O benim ablam, annemin de ilk eşinden iki kızı var. Annem ilk eşinden ayrıldıktan 5-6 yıl sonra babamla evleniyor. Annemin iki, babamın üç tane çocuğu var, ben tekim. Kardeşlerimi çok seviyorum" dedi.
"PARANI PULUNU VERİYORUM, HİÇBİR ŞEY KULLANMA"
Armağan Çağlayan'ın babası Öztürk Serengil'e kızgın olup olmadığı sorusu üzerine Serengil, "Kızgınım biraz. Çünkü ondan yola çıkarak bütün erkeklere parmağımı kaldırıyorum. Şimdi şöhret olabilirsin, paran olabilir, etrafında çok kadın olabilir her şeyin çok çok çok olabilir. Çocuğum olmadı belki ama çocuk dünyaya getiriyorsan, ilk önceliğin, senin isteklerinden önce, senin çocuğun olmak zorunda. O zaman çocuk yapma. Bizi dünyaya getirirken sormuyorsunuz. 'İki sene sonra sıkılıp bırakacağım, annenle ne haliniz varsa görün, paranızı pulunuzu veriyorum, ama psikolojini iyi tut, hiçbir şey kullanma' diyemezsin. Annemin hatası olur, sevginin bitmesini de anlamıyorum. Evlilik bu. Aldatılmadıkça, çok büyük bir hata olmadıkça bir başkasını sevip gidemezsin. Bunun sonu yok... Burada da bir çocuk var. Tek başına büyürse arızaları, travmaları olacak. Bunları da bir anne baba, bana göre düşünmek zorunda. Babam beş yaşında bir kız çocuğunu bırakıp evden gitmemeliydi. Giden bütün erkeklere de bundan kızgınlığım" yanıtını verdi.