CaddeSANATI ÜZERiNiZDE TAŞIYIN

SANATI ÜZERiNiZDE TAŞIYIN

26.01.2013 - 18:51 | Son Güncellenme:

Kullanılabilir sanatın İstanbul’daki öncülerinden; Bebek’teki atölyesinde tişörtlerin üzerine illüstrasyonlar çizen tasarımcı Ceylan İnsel’le konuştuk. İnsel, “İstanbul’da sanat konusunda farkındalık arttıkça, istekler ve beklentiler de çoğalacak” diyor

SANATI ÜZERiNiZDE TAŞIYIN

Önce biraz sizi tanıyabilir miyiz?
1975 İstanbul doğumluyum. Özel Koç Lisesi’ni bitirdikten sonra Boston’a gittim, Bentley College’da Business Communication ve İtalyanca bölümünü bitirdim. Öğrenimim sırasına ‘School of the Museum of Fine Arts’da resim eğitimi aldım. Sonrasında New York Parsons School of Design’da grafik tasarım bölümünden mezun oldum. Paris’te Sipa Press’te fotoğraf bölümünde çalıştım. İstanbul’a döndükten sonra Orhan Taylan atölyesinde resim çalışmalarına başladım. Kendi atölyem açtım; kişisel ve karma sergilere katıldım. Beş sene yaşadığım Milano’da, kendi adımla bir tunik ve tişört markası yarattım. Şimdi de Bebek’teki Atölye 26’da resim çalışmaları yapıyorum ve tuval olarak kullandığım tişörtlere ilüstrasyonlar çiziyorum.

Haberin Devamı

Atöye 26’da sadece kendi tasarımlarınız mı var?
Zaman zaman başka tasarımcıların ürünlerine de yer veriyoruz. Nilüfer Tarzi Kuran’ın takıları, Berra Terzioğlu’nun kıyafetlerini daha evvel bulundurduk. Teyzem Nilgün Türkmen, Coco Bella adlı markasıyla yarı değerli taşlarla takılar tasarlıyor, annem kumaşlarla yastık ve lavanta torbaları tasarlıyor, resim yapıyor. Bana da resim yapmak ondan geçti herhalde. Hep birlikte olduğumuz çok keyifli bir ortamımız var.

Resim dersleri de veriyorsunuz...
Evet, en fazla 2-3 kişilik gruplara... Ders vermeyi çok seviyorum çünkü ben de öğrencilerimden bir şeyler öğreniyorum. Hem sohbet edip hem resim yapıyoruz. Parsons School of Design’da alıştığım teknikle öğretmeyi seviyorum, yani ders gibi değil de daha çok serbest bırakıp yaratıcı tarafını ortaya çıkartmaya yönelik...

Haberin Devamı

Tasarımlarınızda ağırlıklı kara kalem çalışmalarınızı görüyoruz. Kara kalem çalışmalarını daha çok mu seviyorsunuz?
Aslında yağlı boya da çok yapıyorum ve bayağı renk de kullanıyorum. Ama mürekkep ve kara kalemin dokusu bana çok büyülü geliyor. Tek renkten duygular vermeye çalışmak çok hoşuma gidiyor. Mürekkep ve kara kalem hem sade hem de melankolik. O yüzden daha yoğun duygulara ulaşmak için çok uygun. Bir de ben resim ve çizimleri tam bitmemiş haliyle, biraz flu olarak çok seviyorum ve o yüzden de bu tekniği kullanırken genelde yarım kalmış hissini vermeye çalışıyorum.

“İçimden geleni yapıyorum”
Kullanılabilir sanatın hayatımıza girmesi yaşamı renklendiriyor. Bu konuda siz ne dersiniz?
‘Kullanılabilir sanat’ kavramıyla artık sanat, ulaşılmaz olmaktan çıktı. Günlük hayatımızda da yer alıyor ve ben bunun bizi sanata çok daha yakınlaştırdığını düşünüyorum. Moda ve mücevher konusunda ‘wearable art’ adıyla geçiyor, yani ‘giyilebilir sanat’. Her biri elle ve tek adet tasarlanıyor. Kullanılan ürünler tamamen kişiye özel oluyor. Ben de tişörtlerimi tek tek boyuyorum, bir yerde tuvallerin yanında tişörtlerimi de kullanıyorum.

Atölye 26’nın doğuşunda ‘kullanılabilir sanat’ kavramının yeri nedir?
Atölyemi açarken resimlerin yanında, tasarladıklarımı da sergileyebileceğim, çalışmaların yapılacağı bir yer hayal etmiştim. Resim yaparken tuvale yazı yazmak, tişörtlere resim yapmak, kartpostallar tasarlamak gibi. İçimden ne
geliyorsa onu yaratmak, denemek hoşuma gidiyor. Ayrıca serigrafi yapmayı da seviyorum, şimdi karanlık oda ortamını burada oluşturup sınırlı sayıda yine giyilebilir sanat olarak baskılar yapacağım.

Haberin Devamı

İstanbul’da kullanılabilir sanatın etkisini nerelerde görüyoruz?
Ünlü sanatçıların eserleri çanta ve yastıklara uygulanıyor, bunlara İstanbul’da da rastlayabiliyorsunuz. Örneğin Burhan Doğançay’ın kullanılabilir sanat eserlerini müzesinden alabilirsiniz. Biz de atölyemizde Babür Kerim İncedayı’nın desenlerini yastıklara dokuttuk.

“İstanbul ilham veren bir şehir” Gençlerin sanat hayatında cesaret bulması için bir kent nasıl katkıda bulunur? İstanbul’dan eğitim için Amerika’ya gittiğinizde bu anlamda neler fark ettiniz?
Milano, Paris ve New York’u düşününce görüyorum ki, daha gidecek çok yolumuz var. İstanbul, Avrupa ve Asya’nın ortasında olmasından ve geçmişinden dolayı birçok kültürü içinde barındırıyor. Bence bu sanat konusunda ilham veren bir olgu. Bizde sanata değer son yıllarda çok arttı.

Haberin Devamı


İstanbul’un sanatçı yetiştirme konusunda Paris ya da Milano’ya göre ne tür avantajları ve dezavantajları var?
Oralarda çok farklı sergi, çeşit çeşit kurs, okullar, staj veya çalışma olanakları var. Bunlar için bize biraz daha zaman gerekiyor ama bence bayağı bir yol kat ettik. Bizde sanat konusunda farkındalık arttıkça, istekler ve beklentiler de çoğalacak. İtalya’da ufak bir şehre bile gitseniz güzel birkaç sergi muhakkak vardır, bu onların yaşam biçiminde var. Bizde de bu hayatımızın içine yerleştikçe olanaklar artacak.

Çizimlerinizde İstanbul size ilham veriyor mu?
İstanbul kesinlikle çok ilham veren bir şehir, her şey var burada. Kaotik olması, gerektiğinde Adalar’a kaçıp sakinliği bulabilmek, çeşit çeşit insanlar, Kapalıçarşı, Eminönü, tarih, yenilikler... 24 saat yaşayan bir şehir olmasından dolayı insanın ruh haline göre her an ilham gelebiliyor.

Haberin Devamı

ACiL HEDiYE SERViSi

“Bazen hediye işini son dakikaya bırakıyoruz. Bu yüzden ‘S.O.S’ adını verdiğimiz bir servis başlattık. Yani, ‘acil hediye servisi’... Müşterilerimiz acil bir hediye istediğinde internet sitemize bakıp veya bizi arayarak sipariş verebiliyorlar. Biz de hediyeyi hemen kuryeye verip istenilen yere ulaştırıyoruz.” www.atolye26.com