14.07.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
MAGAZİN SERVİSİ
Şubat ayından bu yana uyuşturucu kullanmak ve kullananlara temin etmek suçundan Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’ndu bulunan, 1 Ekim’de hakim karşısına çıkmayı bekleyen Deniz Seki, geçen aylarda Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na mektup yazmıştı. Deniz Seki’den sonra annesi de TBMM’ne mektup yazdı. Güler Seki, “Bu mektubu size bir annenin sesi duyulur diye yazıyorum” cümleleriyle başlayan mektubunda şunları yazdı:
“... Hangi anne bu olay karşısında suskun kalabilirdi ki. Sustum, sabırla bekledim. Çünkü çocuklarım için yaşıyorum. Cezaevine ilk ziyaretine gittiğim gün kendimi kötü bir kâbusun içine düşmüş gibi hissettim. Önce sarıldık, sonra ağladık. Ağzından ilk dökülen cümle ‘Anne boğuluyorum’ oldu!” Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız? İçim acıyor.”
“Kızımı savunmuyorum”
Kızını savunmadığını ancak benzeri görülmemiş şekilde 218 gün yargı önüne çıkması için beklemesinden rahatsız olduğunu dile getiren Güler Seki, cümlelerine şöyle devam etti:
“Ben bu yazdığım mektupla kızımı savunmuyorum. (...) Kızım, yargılama konusu olayın dışında özel hayatında bazı hatalar yaptı ve bu hataların sonucunda şu anda bu durumda.
Ben Deniz’in bilerek bir şey yaptığına asla ihtimal vermiyorum. Bu konu zaten yargılamanın yapıldığı mahkemenin işi bunu da biliyorum. Sadece benim bilmenizi ve yardım etmenizi istediğim konu 2000’li yılları yaşadığımız bu modern çağda dünyanın hangi yerinde bir kişi ilk duruşmasını, kendini ilk kez hakim karşısında ifade edebilme hakkı için tam 218 gün kapalı bir odanın içinde bekler. Bu olay yeterince rahatsız edici değil mi? Kızım da size bu konuyla ilgili mektup yazdı ve yardım bekledi. Ben artık anne olarak daha fazla sabır göstermek istemiyorum çünkü artık sabredecek gücümüm kalmadığını hissediyorum.
(...) Değerli üyeler, benim amacım sizlerden kızımın aklanmasına yardımcı olmanızı istemek değil sadece bir an önce yargılamasıdır. Ortada bir büyük bir hukuksuzluk örneği var. Ben, kızım bir an önce hakim önüne çıkmasını istiyorum. Yasal girişimde bulunmanızı ve benim içimde kopan acıyı anlamanızı istiyorum.
Daha önce dediğim gibi ben sadece hukuk istiyorum, kızımın hakim önüne çıkmasını istiyorum. (...)
Eminim ki bu istek sadece kızım adına yapılmış bir istek değil, terazinin dengesinin şaşmaması adına atılmış bir adımdır. Bir an önce lütfen bu sapmayı dengeleyin.”