Annemin en sevdiğim öğütlerinden biri “Mal gider maymun kalır, evleneceğin adamı mal varlığına göre değil ona olan sevgi ve saygına göre seçmelisin” cümlesi olmuştur. Bu yüzden daima erkeklerin kültür veya zekâ seviyelerine göre değil kredi kartlarının çeşitlerine göre sınıflandırıldığı ortamlardan kaçmaya önem vermişimdir. Ama buna rağmen hayatım boyunca onlarca zengin koca avcısı kadın ile karşılaştım. Tıp fakültesinin kantininde takılanlardan, İstanbul’un en pahalı spor kulübüne üye olanlara, en pahalı mekânlarında boy gösterenlerden paralı üniversitelerin festivallerini kaçırmayanlara kadar çok çeşitli zengin avcısı kız tanıdım. Farklı yöntemlerle aynı amaç için savaşan bu kızlara hep acımışımdır...
Ama geçenlerde duyduğum bir hikâye bu tip kızlara duyduğum acıma ve tiksinme duygusunu azaltmasa da beni bir hayli şaşırttı. Son model spor arabasını satmak için gazeteye ilan veren bir arkadaşım gazete ilanına arabanın markasını, modelini, km’sini ve kendi cep telefonunu yazmış. İlanın yayımlandığı gün arabayı görmek istediğini söyleyen bir kadın aramış. Sözleşmişler. Oldukça şık giyinmiş bir kızmış ilgili müşteri. Her ne kadar günün sonunda ilgilendiği şeyin arkadaşımın arabası değil kendisi olduğu anlaşılsa da kız hiç istifini bozmadan “Sen bugünlerde kaliteli (paralı) bir erkekle tanışmak ne kadar zor biliyor musun” demiş.
İtiraf etmeliyim. Her ne kadar dolaylı olsa da oldukça kurnazca bir yol seçmiş genç kadın diye geçirdim içimden. Ama ertesi gün aynı ilan için iki farklı genç kadının daha arkadaşımı aradığını öğrenince anladım ki bu kurnaz yol zengin koca avcıları arasındaki yeni bir trendmiş. Aman dikkat!
Bu geceden sonra “tüyfree” bir yaşamınız olabilir (mi)
Geçenlerde annem ile yeni çıkan ve tüy azaltıcı özelliğinden bahsedilen bir üründen bahsediyorduk. Yanımızda oturan hanım kulak misafiri olmuş olmalı ki lafımızı bölüp “Tüylerden kurtulmanın en kesin yolu nedir biliyor musunuz” dedi. Kadının kaymak gibi kol ve bacaklarını fark edip heyecanla “Nedir?” diye sordum. “Bana da anneannem söylemişti. Dolunaylı bir gecede tüm bacak ve kollarına ağda yapacaksın. Sonra da kendi idrarını alıp ağda yaptığın yerlerine süreceksin” dedi. Farkında olmadan “Iğğy” şeklinde bir tepki vermişim. “Sen yüzünü buruşturuyorsun ama benim ikinci seferden sonra bir daha tüyüm filan çıkmadı” dedi gerçekten de tüysüz kollarını göstererek.
Bu gece dolunay var. Yani eğer mideniz kaldırıyorsa bu yöntemi denemenin tam zamanı. Ama unutmayın bu anlattıklarımın hiçbiri kanıtlanmış uzman tavsiyeleri değil. Hatta bildiğiniz kocakarı masalı demek daha doğru olur. Belki etrafta kadınların en hassas noktalarından birinden yararlanıp her dolunayda hain kahkahalar atan bir deli bile olabilir. Bilmiyorum. Ben sadece duyduklarımı anlatıyorum. Her ne kadar tiksindirici olsa da ömür boyu kıldan tüyden konularla ilgilenmemenin cazip bir hayal olduğunu düşünüyorum... Hatta epilasyon sektörüne dünyanın parasını ve emeğini harcamış biri olarak bu çözümle “tüyfree” bir hayata yelken açabilme hayali önünde saygıyla eğiliyorum.