Herkesin kendinden bir şey ya da birini bulabileceği üç hikayeden oluşan bu kitaptaki aşklar, arkadaşlıklar, hayaller ve hayal kırıklıkları hem çok gerçek hem çok uzak geliyor insana. İşte tam da bu yüzden elinizden düşürmek istemiyorsunuz okumaya başlayınca.
Sizi bilmem ama ben bir kitabı elime alınca ondan çok şey beklerim. Mesela öncelikle beni kendine bağlamasını isterim. Ayrıca onda hem kendimden bir şeyler bulmak isterim (ki kitabı bitirene kadar karakterlerden biri olabileyim) hem de hayal gücümü zorlayabilmeyi beklerim (ki her satırı zihnimde bir film gibi izleyebileyim). İşte ‘Tutkunun Kum Saati’ tam da böyle bir kitap.
Peki onu bu kadar özel ve başarılı kılan ne? Her şeyden önce her satırın biraz mistik, her karakterin biraz sizden, biraz benden, biraz da imkansız olması diyebilirim rahatlıkla... Ve tabii yazarın o eşsiz, akıcı ve bilge dilini de unutmamak gerek. Bir de sadece kitap okumaktan değil film ve dizi izlemekten de zevk alanların dilinden konuşmak gerekirse; bu kitabın yanında ‘Avatar’ halt etmiş, ‘Fringe’ solda sıfır kalmış, ‘Supernatural’ anlamını yitirmiş diyebilirim. Tam filmi çekilecek bir kitap ‘Tutkunun Kum Saati’. Aşk, ihtiras, ihanet, kıskançlık, intikam, hayal, parapsikoloji yani kısaca yeterli dozdan her şey ve daha fazlası var bu kitapta.
Aycan Aşkım Saroğlu’nun kaleminden ve Goa Yayıncılık’tan ayağınıza kadar gelen bu eseri çok geçmeden okumanızı tavsiye ederim.
İyi bir kitap seçmek kadar önemlidir bence o kitabı okuyacağınız mekanı da seçmek. Elbette bu mekan evinizdeki bir köşe de olabilir, ona hiç itirazım yok ama eğer siz de benim gibi “Kitabımı alsam da güzel bir yerde okusam” diyenlerdenseniz işte size birkaç öneri....
Yıldız Parkı
Okuduğunuz kitabı ciğerlerinize çekmenizi sağlayan tertemiz havası ve eşsiz manzarasıyla Yıldız Parkı ‘kitabımı alsam da gitsem mekanları’ listemin başında gelir. İster içindeki köşklerden (Malta ve Çadır) birinde oturun, ister önünüze çıkan ilk banka; burada elinizdeki kitapla aranıza girebilecek tek şey doğanın ve manzaranın sizi sürüklediği hayaller girdabı olacaktır.
Aşşk Cafe
Kuruçeşme’deki Aşşk Cafe her ne kadar hafta sonları ‘piyasa’ olsa da hafta içleri hem huzurlu hem elit bir yer olur. Bu yüzden ben Aşşk Cafe’yi hafta içleri, yani sakin günlerinde daha çok severim. Hem servisin hem manzaranın size kaldığı bugünlerde en yakın arkadaşınız kitabınız olabilir.
Yeniköy Kahvehanesi
Benim için yeri doldurulamaz mekanlardan biridir Yeniköy Kahvehanesi. Yıllardır hiç değişmeyen çizgisi, uygun fiyatları, muhteşem manzarası ve huzurlu ortamıyla insana kendini boğaz manzaralı bir eve sahipmiş gibi hissettirir. Bu sıcak evin balkonunda içilen bir bardak çay ve okunan güzel bir kitaptan daha lezzetli bir şey olamaz.
Beşiktaş Kadıköy Vapur Hattı - Her İstanbullunun kendini bulduğu yerlerden biridir İstanbul vapurları. Açık bir havada güneş teninizi yalarken rüzgar da hararetinizi alır. Boğazın mis gibi kokusu ve görüntüsü nefesinizi keserken elinizdeki kitap her sayfasında biraz daha heyecanlıdır. Martıların sesi ve kalbinizinki aynı şarkıyı söylerken bir de çay söylemeyi unutmayın kendinize.