Hatırlarsınız Türk sosyetesi bir dönem incik boncuğa takmış, bir dönem de modaya el atmıştı. Ama son bir yıldır “yerli crème de la crème”in en büyük ilgisini yardım kuruluşları topluyor. Siren Ertan’ından Elif Dürüst’üne hepsi bir vakıf veya yardım kuruluşuna üye olup önemli ve şaşalı yardım geceleri düzenlemeyi âdet edindi. Helal olsun olmasına da hiç düşündünüz mü acaba bu yardım gecelerinde asıl yardımı kim topluyor?
Mesela Hollywood’u düşünün. Elton John’un meşhur Oscar sonrası AIDS temalı yardım partilerini duymuşsunuzdur.
Bu partiler camiada adeta ikinci bir Oscar töreni olarak görülür. Davetliler ertesi gün tüm gazetelerde olacaklarını bilir ve ona göre giyinir. Bu yüzden de eğer ünlü bir davetliyseniz bu tür yardım gecelerine kiminle katıldığınız önemlidir.
Armani? Cavalli? Misonni? Bu isimler ertesi gün dedikodu gazetelerine çıkabilmeniz için size eşlik etmesi gereken kavalyeler değil, üzerinizde taşıdığınız tuvalete imzasını atan moda devleri olmalıdır. (Tırınk!)
Ve böyle bir partide dikkat çekmek ve başka bir ünlüyle pişti olmamak için mutlaka kişiye özel hazırlanmalıdırlar. (Tırınk! Tırınk!) Elbette bu değerli giysileri değerli ve tasarım ayakkabı ve takılarla tamamlamanız gerekir. (Tırınk! Tırınk! Tırınk!)
Baş köşeye yerleşmek
Tabii bunca ünlü ve cebi dolu şahsiyeti bir araya getirmek için düzenlenen bu organizasyonun köşe başındaki kebapçıda olmayacağını da unutmamak gerek. En iyi organizatörler, en pahalı oteller ve en şık mönüler iş başında olmalı değil mi? (Tırınnnnnk!)
Yukarıda okuduğunuz “tırınk” kelimesinin TDK tarafından “Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses” olarak tanımlandığını hatırlayarak, bir yardım gecesi için yardımseverlerin, aslında bağışladıklarının dışında daha ne kadar çok para harcadıklarını görebilirsiniz.
Eğer bir yardım gecesine katılan her ünlü daha evden çıkmadan cüzdanlarını bu kadar çok açıyorsa sizce gecenin sonunda yardım için toplanan para ile oraya gelmek için harcanan miktardan hangisi daha çok çıkar? Peki bu yardımsever ünlüler bunca zahmete girmeyip, onca parayı elbiseler veya takılar yerine doğrudan yardım kuruluşlarına bağışlasalar olmaz mı? Ne dediniz, anlamadım? O zaman asıl amaç olan “Yaptığı yardımla değil de giydiği pahalı elbiseyle magazin sayfalarının baş köşesine yerleşmek”ten mahrum mu kalırlar?!
Merak ettiğim sorular
Sağlıklı ilişkileri olmayan insanlar da sağlıklı olabilir mi?
Her şeyin başı sağlık diyenler acaba sağlıklı ilişkileri de kastetmiş miydi? Sağlıklı ilişkileri olmayan insanlar da sağlıklı olabilir mi? Kanserli ilişkiler sağlıklı bedenleri de öldürebilir mi? Peki kemoterapi ilişkiler için de bir umut kaynağı mıdır? Yani biraz zehir, biraz saç dökülmesi, biraz da istifra ile ilişkiler de kurtarılabilir mi? Peki ya kanser hastalarında en önemli şeyin moral olduğunu söyleyenler kanserli ilişkiler için de aynısını söyleyebilir mi? İlişki terapisinde onkoloji uzmanlığı, bunca hastalıklı ilişki göz önüne alınarak yüzyılın en gözde mesleği seçilebilir mi? Ben çok istesem böyle bilim dalı türetebilir miyim?