Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biriyle tanışıyorsunuz. Bir gülüşüne, hareketine veya jestine âşık oluyorsunuz. Zamanla tanıyor, tanıdıkça daha çok seviyorsunuz. Üstelik o da size âşık olduğunu söylüyor. Hatta sevgisini o kadar cömertçe gösteriyor ki, siz “Beni bu kadar çok seven biri beni asla üzemez“ diye düşünmeye bile başlıyorsunuz. Ama tam da evlilik hayalleri kurmaya başladığınız arada beyaz atlı prensiniz eli kanlı bir katile dönüşüyor ve hayallerinizle birlikte hayatınıza da bir son veriyor...
Olamaz mı? Aylarca beraber olduğunuz kişinin sapık bir katil çıkacağını öyle ya da böyle anlarsınız mı sanıyorsunuz? O zaman Münevver niye anlayamadı? Çünkü Cem Garipoğlu sıradan biri gibi girdi Münevver’in hayatına. Ona âşık olmuş gibi davranarak kendine âşık etti genç kızı. Arkadaşlarıyla hatta kardeşiyle tanışmaktan çekinmedi. Yani herhangi birimizin ihtiyacı olan tüm güveni en ince ayrıntısına kadar verdi ona. Hem de öyle bir gün iki gün değil aylar boyunca. Ha, evet kıskançtı. Ama hangi erkek değildi ki? Evet Münevver’in yaptıklarına, giydiklerine veya söylediklerine karışıyordu. Ama tanıdığınız hangi âşık erkek karışmıyordu ki? Yo, hayır! Değil Münevver hiçbiriniz tahmin edemezdiniz o ilgili, o âşık, o sevgi dolu gencin soğukkanlı bir katile dönüşebileceğini.
Yoksa edilebilir miydiniz? Size çiçekler alan, güzel sürprizler yapan, her boş vaktini sizinle geçiren ve hep güzel sözler söyleyen kişinin bir gün sizi vahşice öldürmek isteyeceğini tahmin edebilir misiniz? Bunu bazı davranışlarından ya da sözlerinden anlayabilir misiniz? Eğer cevap evetse o zaman nedir bu ipuçları? 

Psikopat olduğunu anlamanın 20 yolu
Bugüne kadar duyduğumuz tüm gerçek sapıkça cinayetlerin ev sahibi Amerika’daki New York Post, “İlk buluşmada karşınızdaki kişinin bir psikopat olduğunu anlamanın 20 yolu” adlı bir makaleyle anlatmaya çalışmış onları. “1- Gözlerinize doğrudan bakamıyor mu? 2- Sürekli kendinden mi bahsediyor? 3- Fazla mükemmel mi? Tam da istediğiniz gibi davranıp istediğiniz cevapları mı veriyor?... 20- Her iki dakikada bir konuyu mu değiştiriyor?” diyerek sıralamış maddeleri. Makaleyi yazan bu maddeleri bir ilişki uzmanı, bir sosyolog ve bir psikiyatrla derlemiş. Derlemiş derlemesine ama sanki sıradan, utangaç, özgüveni yüksek veya fazla heyecanlı kısaca etrafımızdaki her erkek gibi erkeklerden bahsetmiş. Demek ki bize herkesten şüphelenin mi demiş?
Peki ama biz zaten evden çıkıp markete kadar gittiğimizde bile kapkaççılara yakalanma korkusuyla çantamıza nasıl sarılacağımızı şaşırmıyor muyuz? Sokaktaki sevimli Çingene kıza yardım olsun diye sattığı sakızdan alırken bile “Acaba içine ilaç koymuşlar mıdır?” diye düşünmüyor muyuz? Bize fazla iyi davranan, yardım teklif edip hep güler yüzlü olan insanlardan bile sürekli şüphelenmiyor muyuz? Ya da okuldaki öğretmenin veya ailecek görüştüğümüz birinin, ailemizdeki çocuklara en ufak ilgisinden bile tedirgin olmuyor muyuz? Yani kısaca biz zaten herkesten bir şekilde korkmuyor muyuz?
Korkuyoruz. Biz artık insanlardan ve yapabileceklerinden çok korkuyoruz. Ama yine de her gün çantamızı alıp sokağa çıkıyoruz. Her gün çocuklarımızı okula gönderiyoruz. Ve her gün aşkla ve âşık olma ihtimalinin umuduyla yaşıyoruz. Üstelik âşık olacağımız insanın bir tür “Cem Garipoğlu” olmasından değil de hiç karşımıza çıkmamasından daha çok korkarak.... O yüzden de devam ediyoruz âşık olmaya. Çünkü hayat aşksız yaşanmaz.
Hem zaten karşınızdaki kişinin bir Garipoğlu değil de bir garip oğlan olduğuna emin olmanın da bir yolu yok. Hiçbir gazete ya da hiçbir uzman çok belirgin ipuçları olmadıkça herhangi birinin bir Garipoğlu’na dönüşebileceğini önceden bilemez. O yüzden bir değil yüz Münevver bile canice öldürülse kimse aşktan vazgeçmeyecek. Kısaca çaresiziz bu konuda. Yapabileceğimiz tek şey Cem Garipoğlu’nun bir an önce yakalanması ve ibret olacak bir şekilde cezalandırılması için dua etmek. Çünkü belki sadece böylece içinde bu sapık katil potansiyelini taşıyan başkalarının da cesareti kırılabilir ve bu sayede aşkın adı daha fazla kanamaz....