Babam eskilerin ünlü basketbolcularından. Evvel zaman içinde, daha ben değil abim bile ortalarda yokken, babam bir final maçında ter döküyor. Annem ile Sevgi teyzem de tribünde tam destek halinde. Ama teyzemde bir “nasıl etsem de kırmadan söylesem” hali var. Tabii benim cin annemden kaçmıyor, hemen ne olduğunu soruyor. Teyzem sıkıla sıkıla babamın kızın biriyle baş başa görüldüğünü anlatıyor. Annem derin bir nefes alıyor ve sahadaki babama bakarak “Eğer öyle bir şey yapmışsa ağzı burnu kırılsın” diyor. Beş dakika geçmiyor, dönemin bir başka ünlü basketbolcusu Efe Aydan’ın dirseği babamın burnunu kırıyor.
Aradan yıllar geçiyor. Babamla annem boşanıyor. Annem babama çok kızdığı bir anda, “Sürüm sürüm sürün” deyiveriyor. Babam üç ay sonra kanser teşhisi ile hastaneye yatıyor. Yıllar geçiyor, babam kanseri atlatıyor. Ama yine annemi kızdırmaktan vazgeçmiyor. Annem bu sefer de “Boyun posun devrilsin” deyiveriyor. Birkaç hafta sonra babam doktor hatası yüzünden felç oluyor. Anlayacağınız annemin bedduaları fena halde tutuyor.
Tüm bu hikâyelerin üzerinden yıllar geçiyor. Annemle haberleri izliyoruz. Ekranda Rasmussen. NATO Genel Sekreteri olmuş. Türkiye’ye verdiği hiçbir sözünü tutmadığı gibi bir de pişkin pişkin konuşuyor. Annem sinirlice bir şeyler mırıldanıyor. Anlamıyorum, sormuyorum da. Ama ertesi gün adamın merdivenlerden düşüp omzunu sakatladığını öğrenince anlıyorum. Bu annemden korkulur.
Ey Türk televizyonu sen nelere kadirsin!
İki gün hastalanıp evde tıkanıp kalınca anlıyor insan televizyonun değerini. Ey Türk televizyonu sen nelere kadirsin! Koca istesem hemen Esra Erol’a yollar bir tane buluverirsin. Yemek yapmasını bilmesem Yemekteyiz’i gösterir tarif öğretirsin. Paraya ihtiyacım olsa Çarkıfelek’e yönlendirir para kazandırırsın. Hobi’ye ihtiyacım olsa Deryalı Günler’i açar el becerimi geliştirsin. Rejim, güzellik, detoks gibi konularda işin uzmanına Seda Sayan’a yönlendirirsin. Evimin dekorasyona ihtiyacı olsa garip adam Vahe Kılıçarslan’ın Dekovizyon’unu izletirsin. Canım tiyatro çekse Çok Güzel Hareketler Bunlar’ın ekibini de sahnesini de evime getirirsin. Hatta sesim güzel olsa Popstar, Rapstar veya Türküstar’dan birinde beni üne kavuşturursun. Ey kutsal televizyon elin değmişken bir de şu kumandayı uzatabilir misin?
Bunlar şimdi neden evlendi?
Adamla kadın yasak ilişki yaşadı. Tüm Türkiye duydu. Adam bu yüzünden karısından boşandı. Ama öbür kadınla evlenmedi. Kadın hamile kaldı. Sonuç değişmedi. Kadın doğurdu. Tık yok. Sonra ilişkileri beş yılı devirdi. Çocuk üç yaşına geldi. Kadınla adam sessizce evlendi. Neden?
Neden onca olaydan sonra şimdi? Neden adam eski karısından boşandıktan sonra değil? Neden kadın hamile kalınca değil? Neden kadın doğurmadan önce veya doğurduktan sonra değil? Neden şimdi? Madem o kadar mertlerdi... Madem evlenmeden de çocuk yapılır, ne var bunda tavırları vardı... Madem zaten evli hayatı yaşıyoruz evlilik bir tek kağıt üstünde mi diyorlardı... O zaman neden onca şeyden sonra şimdi evlendiler? Ben merak ediyorum.
Siz etmiyor musunuz?