Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kullan at: Popüler kültürü ayakta tutan ve hatta temelini oluşturan kelime ikilisi. İnsan rahata kolay alışır derler, acaba “kullan at”çı zihniyet rahatlık mı? Yoksa yozlaşmanın en ciddi delili mi?
Aslında “Kullan at” kavramı Amerikalıların çok sevdiği bir kavram. Tüketimin pek çok alanına yedirdiler bu kavramı. Fotoğraf makinelerinden, kıyafetlere, mutfak gereçlerinden kırtasiyeye neredeyse her alanda tek kullanımlık ürünleri var. Yakışır onlara. Temelleri güçlü bağlar kurmayı sevmeyen soğuk bir kültür çünkü onlarınki. Belki daha saf daha duygusal bir anımda sorsanız, biz Türkler için de aynı şeyi söylerdim. Ama gerçekçi olmak gerekirse bizim durumumuz da en az onlar kadar vahim artık. Üstelik biz başka türlü bir hızlı tüketimin içindeyiz. Biz sadece giysilerimizi, alet edevatlarımızı değil, sosyal ilişkilerimizi, kariyerlerimiz hatta evliliklerimizi bile bir kere kullanıp atma eğilimindeyiz artık.

Tek kullanımlık evlilik
Münir Nurettin Selçuk, Yahya Kemal’in “Dönülmez akşamın ufkundayız”ı 1950 yılının baharında bestelemiş. Yaklaşık altmış yıldır hâlâ aynı tazelikte ve aynı coşkuyla dinliyor, söylüyoruz. Diğer yandan bundan çok değil altı ay önce yapılan onlarca besteden hafızalarımızda kalan tek bir tane bile yok. Sizce neden?

‘Kullan at’ yaşamlarda kayboluyoruz
Neden ninelerimiz dedelerimizin gözlerine, birlikte neredeyse bir asır devirdikten sonra bile sevgi dolu bakıyor da, yeni nesil gençlerimiz sosyal ağ (social network) sitelerinde yeni biri ile tanışana kadar yürütebiliyor ilişkilerini?
Çünkü biz artık kullan at hayatlar yaşıyoruz. Evliliklerimiz bile tek kullanımlık. Bir yastıkta kocama devri çok eskide kaldı sanki. Şimdilerde eski bir aşkı unutmak, yeni bir çevreye karışmak veya iş hayatında ilerlemek için yapılan evlilikler daha çok gibi. Kısaca kullan ve at. Örnek vermek için Hande Ataizi’nin tek gecelik evliliği gibi uç bir örnekten yararlanmama gerek yok aslında. Geçtiğimiz yaz Önder Bekensir ile evlenip 3 ay sonra da boşanan Süreyya Yalçın’ı da örnek verebilirim aslında. Artık gençler bir yastıkta bir ömür geçirmek için değil “olmazsa boşanırım” diyerek evleniyor. Çünkü kutsal evlilik bağı bile artık popüler kültürle çürüyor...



Dostluğun yeni adı
Dostluklara gelince. Artık dostluğun yeni bir adı var: Çıkar ilişkisi. Etrafımızdakiler bizden faydalanabildikleri ölçüde varlar, fayda yoksa o faraza dostluk da yok. Çıkarların ömrü kadar dostlukların ömrü de. Kullanıldıktan sonra atılmalık yani yine. Yoksa eften püften sebeplerle araları açılmazdı onca sözüm ona dostun.
Bir de şu imaj meselesi var. Önce kötü kız, sonra çılgın en son masum. Tıpkı Yeşim Salkım gibi. Yıllarca vamp görüntüsü, seksi imajı ile karşımızda olan kadın bir gün bir baktık Pollyana görüntüsüyle karşımıza çıkmış. Uzun sürmez değişir.
Bu “Kullan at” kültüründe benim favorim “kullan at kariyerler.” Geçen hafta manken bu hafta şarkıcı haftaya Allah izin verirse yazar olan modacılığın da mutlaka bir yerinden teğet geçen ünlülerimize bayılıyorum. Yıllarca emek sarf etmeye gerek yok. Eğitime, tecrübeye de öyle. Sen hele bir dene. Olmazsa bırakır yenisine geçersin. Helin Avşar alınmasın ama bu konuda sanırım en başarılı ünlü o.
Geçenlerde bir haberde tek kullanımlık fotoğraf makinelerinden, pantolonlardan sonra kullan at cep telefonlarının üretileceğini okudum.
Şimdi diyeceksiniz ki biz zaten bunları en fazla bir sene kullanıp atıyoruz yok ondan bahsetmiyorum, kontörü bitince atılacak olanlardan bahsediyorum. Tamam dedim, kullan at aşklar, kariyerler ve “sanat” çalışmalarından sonra yakışır bize cep telefonunun da kullan at modeli.