Daha iyisi olabilirdi
Ali Sayar ve Sabi Totah’ın işlettiği My Pavyon by Cenk Eren'de neler gördüğümü ve yaşadığımı anlatmadan mekandan neler beklediğime değineyim biraz. Hiç gitmedim görmedim diyorum ama çok dinledim pavyon maceralarını. Bizim oralardaki erkekler neredeyse diskodan çok pavyona giderdi. Sonra da böbürlene böbürlene anlatırlardı marifetlerini. İşte o anlatılanlardan aklımda şöyle bir görüntü oluşurdu: Loş mu loş ışık, aşırı makyajlı bir şarkıcı, içli mi içli şarkılar ve masa masa dolaşan konsomatrisler. Kimi etli butlu, kimi biraz yaşlı ama aralarında herkesin gözdesi olan müthiş fizikli sarışınlar da var. Ha tabii bir de her masa da şişe şişe alkol!
Cenk Eren’in pavyonu da en az hayalimdeki kadar loş, alkollü ve müzikliydi. Ama içinde konsomatris olmayan yere pavyon denir mi? Bence denmez. Tabii ki gerçek konsomatrislerin olmasını filan beklemiyordum ama madem mekana 'pavyon' dedin, o zaman hakkını vereceksin. Haksız mıyım? Mesela en azından Cahide’yi taklit edecek birkaç 'drag queen' ile işe bitireceksin. Sadece çiçekçi kızla ve kırmızı ambiyansla olmuyor.
Fiyatlar bu tip yerlere göre makul gibi. Adam başı 125 TL’lik fiks mönüsü var. Cenk Eren’in sahnesi her zamanki gibi tartışılmaz. Sahneye çıkan diğer solistin (Afet) de sesi iyi. Ama detaylar yeterli değil. Ha 'Cenk Eren x mekanında çıkıyormuş da gitmişiz', ha bu sözde pavyona... Dekorasyon haricinde fark yok. Ama olabilirdi. Daha iyisi, hatta çok daha iyisi olabilirdi.
Yok olmadı. Cenk Eren de merakımı gideremedi. Burada oturup İzzet Çapa’yı göklere çıkarıp Cenk Eren’i yerden yere vuracak değilim. Eren’in mekanında da gönlünce eğlenebilir insan. Ama bence bu müthiş fikri (yani Etiler’de pavyon açma fikrini) Çapa’ya versen, 'bir zamanlar Cahide’deki Mor Pavyon geceleri gibi bir şey yap ama işi daha da ileri götür' desen ortalık yıkılırdı. İşte o zaman gerçek bir ‘Pavyon’ tecrübesi yaşanırdı. Sonuç olarak gidilir ve eğlenilebilir ama beklentiyi tavana vurdurmamak gerek.