Geçenlerde, ülkemizde yaşatılan “ergene kon”santre olmak yerine, ceplerimizdeki “kir iz”lerini ortadan kaldırmaya odaklanmış bir hükümet gördüm rüyamda. “Pek kaka ” olayların yaşanmadığı, “ham mas ”um çocukların ölmediği bir dünyada yaşıyorduk. Her fırsatta karşımıza suçlamalarla çıkanlar yoktu rüyamda. Aksine “erme ni ”telikli, geçmişle uğraşmak yerine gelecekle ilgilenen ve gelecekte ülkemizi çok iyi yerlerde gören yandaşlarımız vardı.
Hayalini kurduğum bu ütopyada “ak epe”yce aktı. Hani öyle içinde kara çarşaflar barındırmayacak kadar ak. Üstelik can “sıkan dal ”lamaların olmadığı, yaşamadığı, yaşatılmadığı bir yerdi ülkem. Tıpkı bütününde olduğu gibi, o güzelim uçsuz bucaksız yaylalarında görüp görebileceğiniz en güzel “tay, ip ”siz, özgürce koşabiliyordu.
“Seç im ”kanımız varken “hali fe”vkaladenin fevkinde olma imkanı olmayan bir başbakan seçmiştik bu ülkeye. Halkın sadece seçim öncesinde kendisine yapılan üç beş kuruşluk yardıma kanarak, dalgınlık“la ik”tidar seçmediği iyice ölçüp biçim, mantığıyla başa getirdiği bir hükümeti vardı.
Öğrenmeye ve ilerlemeye “AB”eceden başlamıştık rüyamda. Bankaların batmadığı hatta çeşit çeşit, tür “tür ban”kaların açıldığı, kapanmanın yaygınlaşmadığı bir ülke olmuştu yaşadığım yer.
Rüya işte. Herhalde bir yerlerim açık kalmıştı...
İş dünyasının Facebook’u: Linkedin
Linkedin yeni bir site değil. Ama son günlerde ivmesini ve üye sayısını iyice artırdı. Açık söyleyeyim ben de üye olalı çok olmadı. Ama üye olduğum günden beri bir dolu faydasını gördüm.
Aslında Linkedin için kariyer dünyasının “Facebook”u diyebiliriz. İş hayatında arayıp da ulaşamadığınız herkes burada. Yani bu kez sevgili bulmak veya sosyalleşmek için değil iş hayatında faydalanmak için ağ kuruyorsunuz. Kendinize hesap oluştururken, sevdiğiniz filmleri veya sözleri yazmak yerine CV’nizi yazıyorsunuz. Sonra da bugüne kadar birlikte çalıştığınız veya şu ya da bu şekilde tanıdığınız kişileri listenize ekliyorsunuz. Bu sayede siz tanımasanız da tanıdığınızın tanıdığı olan ve size iş dünyasında yardımı dokunabilecek insanlara çok daha kolay ulaşıyorsunuz.
Üstelik bu sitenin iş ilanlarını duyurma gibi başka özellikleri de var. Anlayacağınız eğer kariyer sahibi biriyseniz siz de mutlaka geç olmadan bir “link ed”inmelisiniz!
Dört dörtlük Sevgililer Günü hediyesi
Hayatımda ilk kullandığım cilt bakım ürünü Dermalogica’ydı. Konu çocukları olunca her şeyden kıllanan biri olmasına rağmen annem, gencecik cildimi bu markanın ellerine bırakmışsa çok güvenilir olmalı diye düşündüğümü şimdi bile hatırlıyorum. Sanırım bu yüzden Dermalogica’nın yeni bir bakım çıkardığını duyduğumda kendimi denemekten alamadım.
Bir öğlen atladım taksiye gittim Four Seasons Otel’e. Belki yüzlerce kez önünden geçtiğim bu otelin ilk defa içine giriyordum. İstanbul’da yaşayıp bu otele hiç gitmemişseniz utanmanız lazım. Ben utandım! Her tarafta taptaze mis gibi kokan çiçekler, inanılmaz bir boğaz manzarası ve kusursuz bir dekor... Çok beğendim çok. Ama amacımdan şaşmadım, bakım yaptırmak için spa’nın yolunu tuttum.
Açıkçası tüm beklentim maksimum yarım saat sürecek bir cilt bakımıydı. Ama görevliler bu yeni bakımda masaj da olduğunu söyleyince irkildim. Çünkü hayatta nefret ettiğim bir şey varsa o da masaj yaptırmaktır. Ama ne yapayım girmiştim bu yola bir kere. Hatta çoktan Four Seasons Spa’nın o yumuşacık bornozuna sarılmıştım bile...
Stres giderici masaj
Mecburen kurbanlık koyun gibi uzandım masaj masasına. Tam 75 dakika! Üstelik bir değil dört el birden, Dermalogica’nın stres giderici bir yağı ile masaj yaptı bana. Hem de bana! Masajdan hiç zevk almayan bana! Bu 75 dakikanın bir yerlerinde de cilt bakımı yapıldığını hissettim. Allah’ım! Süperdi.
Bunu yazacağım ya da hissedeceğim hiç aklıma gelmezdi ama gerçekten süperdi! Ben ki masaj yaptırmaktan nefret eden bir insanım, ben bile bayıldım. Eğersiz ya da sevgiliniz biraz olsun masajdan hoşlanıyorsanız kim bilir siz neler hissedeceksiniz! Bakımın adı “4 Love.” 4 el, 4 enerji merkezi, 4 farklı bakım, kısaca dört dörtlük bir uygulama!