KANYON SON NEFESiNi VERMiYOR!
Haberin Devamı
Bir kez daha yazmama gerek yok. Herkes biliyor. İstinye Park’a yerleştireceğiniz bir magazin muhabiriyle tüm gazeteye yetecek kadar dedikodu ve haber çıkarabilirsiniz. Malum hem ünlüler hem sosyetikler hep oraya takılıyor. Sonuç olarak da bu dönemin kaymağını orası yiyor. Tıpkı bir zamanlar Kanyon’un yaptığı gibi.
Uzun süredir gitmiyordum Kanyon’a. Açıkçası biraz da demode oldu diye düşünüyordum. Ama bizimkiler bu cumartesi orada buluşalım deyince bir şey diyemedim. Aslında daha park yerine girerken anlamalıydım yanıldığımı. Park edecek yer bulmak için yarım saat uğraşıp kafe ve restoranların olduğu kata çıkıncaya kadar aklım hala İstinye’deydi. Ne kadar yanılmışım. Meğer Kanyon ölmemiş. Hatta hala eskisi gibiymiş.
Kafanızı nereye çevirseniz orada tanıdık bir sima görüyorsunuz hâlâ. Sanki Nişantaşı’nın yarısı orada. Yemek yiyecek yer bulmaksa neredeyse imkansız. Mesela biz de Hıncal Uluç gibi Num Num’da oturmak istedik ama yer yoktu. O yüzden de mecburen Özlem Yıldız ve kocasının oturduğu Gina’ya geçmek zorunda kaldık.
Yemekleri midemize indirdikten sonra, asıl geliş amacımız olan sinemalara yöneldik. Yemekten önce biletlerimizi almamakla ne büyük hata yapmışız! En öndeki sıralar dahil olmak üzere tek bir boş koltuk bile kalmamıştı izlemek istediğimiz filmde. Böylece Kanyon’u küçümseyerek bir gol daha yemiş olduk. İşin özeti: Kanyon’da hem kafeler, hem de sinema ağzına kadar doluydu geçen cumartesi. Benim gibi aklı İstinye Park’a takılmış olanlara duyurulur.
Kimine göre astroloji deli işi, kimine göre bilim. Astroloji denince ben bir Susan Miller’ı bilir, bir ona güvenirdim. Ama güvendiğim dağlara kar yağdı! Çünkü dünyaca ünlü astrolog Susan Miller da çıldırdı. Bakın ne demiş bu ay bana: “Ya çok gösterişli bir açılışa katılacak, çok iyi vakit geçireceksin ya da Facebook veya Twitter sayfanı güncelleyecek; yeni sayfanla çok ilgi göreceksin.” Ne diyorsun Susan Abla? Yıllarca sana güvendik, sana inandık. Kah, “Aşk evin Satürn’de dayan” dedin dayandık. Kah, “Para evin Mars’ta elini sıkı tut” dedin tuttuk. Şimdi nereden çıktı Facebook ile Twitter! Güne ayak uyduracağım diye kredibiliteni kaybediyorsun sanki. Hem kim Facebook ya da Twitter sayfasına gösterilen ilgiyle, gösterişli bir davette iyi vakit geçirmeyi eş tutabilir! Gel yapma, gel eski günlerimize geri dönelim. Sen bana Satürn de Mars de, dolunayın etkisi filan de ama Facebook ve Twitter deme. En azından sen deme!