GO HOME SOSYETE!
Geçtiğimiz hafta bir avuç üniversite öğrencisiyle aynı sofrada dolu dolu üç saat geçirince fark ettim. Meğer ben “Ohh Asmalımescit ne de güzel oldu, filanca şurada falanca burada” diye yazarken gençler bu konu yüzünden sinir krizleri geçiriyormuş. Meğer Asmalımescit, Taksim ve Şişhane civarlarında açılan sosyetik mekanlar buraların uzun yıllardır ev sahibi olan üniversitelileri çıldırtıyormuş. Hem de ne çıldırma!
Onlara göre özgürce top koşturdukları, kendilerine ait olduğuna inandıkları ve öyle hissettikleri tek alan elden gidiyor.
4 TL'LİK BİRA 10 TL OLDU
“Eskiden ne kadar güzeldi. Aramızda gizli bir anlaşma vardı sanki. Biz onların Nişantaşı’na musallat olmuyorduk onlar da bizim Beyoğlu’muza. Herkes kendi mekanında mutluydu” diyor bir tanesi. “Nişantaşı, Etiler, Kuruçeşme, Bağdat Caddesi, Levent hatta İstinye bitti şimdi sıra Asmalı’ya mı geldi?” diye yakınıyor bir diğeri. Ben “Ne var bunda, koca semt. Ünlülere de yer yok mu sanki?” deyince iyice çıldırıyorlar. “O kadar kolay değil işte” diyor biri. “4 TL’ye içtiğimiz birayı 10 TL’ye satmaya başlayan kafeler bizim mekanımızı işgal ediyor” diye ekliyor. Bu örnek verilince hepsi bir ağızdan bir şeyler anlatmaya başlıyorlar. Ama en komiği. “Eskiden kız arkadaşımla Beyoğlu’da buluştuğum zaman hangi mekana gitsem rahat ederdim. Şimdi kız 'A gazetede okudum burada bilmem ne açılmış, oraya gidelim!’ diyor. E mecburen gidiyoruz diyen arkadaş. Ben, “Ne var bunda? Gidin tabii yeni yerlere” deyince iyice sinirleniyor. “İyi gidelim de, kız ne içse en az 20 TL. O da bir tane içerse... Ben biradan devam etsem, normalde 4 TL’ye içtiğim birayı 10 TL’ye alacağım. Bu kafa kaç bira ile güzel oluyor sen biliyor musun? Çarp 10’la, yap matematiği!” diyor. Herkes kopuyor. Elbette ortalama bir üniversite öğrencisi için fazlasıyla pahalı yerler bunlar. O zaman gitmesinler demeyin. Malum yanındaki kız gidelim derse yiğitliğe de laf sürdüremez Türk erkeği. Sonuç: Ay başında biten harçlıklar...
KADRAJA GİRMEMEK İÇİN ARA SOKAĞA
Ama sadece erkekler değil, kızlar da şikayetçi. “Hiç beklemediğiniz bir anda bir ışık girecek gözünüze. Kameralar açılacak, flaşlar patlayacak diye ödümüz kopuyor. Neymiş, ünlü biri geçiyormuş. Baban seni yurtta mışıl mışıl uyuyor sanıyor ya mecburen başlıyorsun kadraja girmeyeceğim diye ara sokaklardan kaçmaya” diyerek anlatıyor derdini. Hatta en sessizi bile gecenin sonunda “Bir aralar İzmirliler Çeşme’yi istila eden İstanbullular yüzünden duvarlara ‘Go Home 34’ filan yazıyorlardı ya, acaba biz de ‘Go Home Sosyete’ mi yazsak” diyor. Hep birlikte gülüyoruz. Gülüyoruz ama ben aslında memnunum bu durumdan. Ama gençler arasında azınlıkta olunca çaktırmıyorum. Sadece “Korkmayın yakında heveslerini alıp dönerler Nişantaşı’na” demekle yetiniyorum ama ben bile inanmıyorum bu yoruma. Ya siz?