Erkekler için diyet kola zamanı!
Sizce, Pepsi ve Coca-Cola zaten light bir seçenekleri varken neden bir ikinci ürünü piyasaya sürme ihtiyacı duydu? Pepsi Max ve Coca-Cola Zero’yu çıkararak kendi markaları Diet Pepsi ve Coca-Cola Light’a rakip mi yarattılar yoksa gazlı içecek sektörünün erkekleri kazanama gibi başka bir amacı mı vardı?
Bu dünyaca ünlü iki marka belki de yarın ortaya çıkıp “Evet bu içecekleri erkekler için yaptık” diyecek belki de hiçbir zaman bunu kabul etmeyecekler. Ama ister kabul etsinler ister etmesinler bu iki ürünün de erkekler için üretildiğini anlamak için Sherlock Holmes olmaya gerek yok. Pek çok erkeğin bilinçaltına kadın içeceği olarak yerleşen Diet Pepsi ve Coca-Cola Light’ı erkekleştirmek gerektiğine inanan firmalar zekice bir adım atarak erkekler için diyet kolayı yarattı.
Hâlâ “Ne alâkası var?” diye düşünüyorsanız bu ürünlerin reklamlarını bir düşünün. Önce Pepsi Max ile başlayalım. İlk reklamda evde kendi başlarına oturan bir grup erkek var. İçlerinden biri Pepsi Max’ı içtiği anda Aysun Kayacı ile öpüşmeye başlıyor. İkincisinde sevgili oldukları anlaşılan bir çift otururken yine erkek Pepsi Max’ı içmeye niyetleniyor ve kız arkadaşının çığlıklarına rağmen devam ediyor. Sonuncusundaysa bir grup erkek kadın polis rolündeki Aysun Kayacı tarafından durduruluyor. Pepsi Max’ı içtiğini anladığımız grup (tesadüfün böylesi) yine tamamen erkeklerden oluşuyor.
Şimdi bir de Coca-Cola Zero’nun reklamlarına bakalım. “Hem güzel hem akıllı bir kız arkadaş”tan bahsederken bile erkeklere gönderme yapılan bu ürünün reklamlarında yine erkekler başrolde. Uğur Yücel ve fedaisinin ilk olarak yoldan geçen bir erkeğe içirdiği ürün ikinci reklam filminde Kadir Çöpdemir’e denetiliyor. Etrafta hiç kadın olmaması yine bir tesadüf mü? Hiç sanmıyorum...
Eşini, ona benzeyen kadınlarla aldatan erkekler
Geçenlerde yine bir yabancı gazete, aldatan erkeklerle ilgili bir araştırma yapmış. Buna göre İngiltere’de eşini aldatan erkeklerin yüzde 78’i , eşini yine eşine benzeyen bir kadınla aldatıyormuş. Partnerlerine hem fiziksel olarak hem de karakter olarak benzeyen kadınları seçen sadakatsiz erkekler , kendilerine neden böyle bir seçim yaptıkları sorulduğunda ise farkında olmadıklarını söylüyormuş.
Aynı araştırma aldatılan kadın ile birlikte olunan arasındaki benzerliğin yaş ve dominantlıkta son bulduğunu söylüyor. Yani aldatan erkekler karılarının daha genç görünen ve daha kolay söz geçirilebileninden hoşlanıyormuş.
Araştırmaya göre evlilik yıldönümleri arttıkça kadının dominantlaştığı, erkeğin ise bundan sıkıldığı görülüyormuş. Bu yüzden de erkek yıllar önce büyük bir aşkla evlendiği karısını adeta dublörüyle aldatarak kadından hem intikam alıyor hem de kendini yine genç ve güçlü hissediyormuş.
Eğer bu gibi örneklerle yakın çevremde karşılaşmamış olsam bu araştırmanın kurmaca olduğunu düşünür belki de biraz güler ve geçerdim. Ama kendi ailemde bile bu gibi örneklerle karşılaşan biri olarak bir gün evlenirsem bana benzeyen her kadından şüpheleneceğime tüm kalbimle yemin eder ve tüm evli hanımlara aynısını tavsiye ederim!
Sawyer geliyor diye heveslenmeyin!
Ünlüler aleminin bence, en yakışıklı, en karizmatik ve en çekici insanı olmasına rağmen Sawyer’ın ülkemize gelmesi beni pek heyecanlandırmadı. Siz de boşuna heyecanlanmayın. Çünkü Josh Holloway karısına çok sadık, evli bir adam.
Karısı ise bence dünya üzerindeki tüm kadınlara “Daha fazlasını iste” mesajını veren bir kadın. Çünkü Holloway’in karısı Yessica Kumala ne dünyalar güzeli bir manken ne de ünlü bir aktris. O, oldukça sıradan, yoldan geçerken kafanızı çevirip hayranlıkla bakmayacağınız biri.
2004 yılından beri evli olan çift Hawaii’de mütevazı bir yaşam sürüyor. Yessica kocasının etrafındaki güzelleri tehdit olarak görmüyor bile. Josh ise “Ben onsuz kayıp (Lost) olurum” diyecek kadar karısına âşık. Ne zaman bu inanılmaz adamı, bu “görüntü” olarak sıradan kadınla görsem içimden aynı şeyi geçiriyorum “Aşk kapını çaldığında evde olmayı bileceksin ve konu aşk olunca tüm hiçbir kapı gözünü kokutmayacak!”