Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yaklaşık 15 gün önce bahçeye çıktı Der Die Das. Ne zamandır onunla oynamaya gidesim vardı ama bir türlü kısmet olmamıştı. Geçen hafta (havalar bu kadar kasvetli değilken) biricik dostum Dilara Uzunyayla Çöte ile nihayet kendimizi Der Die Das’ın bahçesine attık. Dilara çocukluk arkadaşım olduğu için mi yoksa mekanın bahçesi bana çocukluğumun geçtiği yazlık evimizi hatırlattığı için mi bilmem ama orada bulunduğum her saniye kendimi 6-7 yaşlarımda hissettim. İliklerimi ısıtan güneşin de etkisiyle bir oraya bir buraya koşturmak geldi içimden. Ama sonra fark ettim ki bana böyle hissettiren sadece Dilara’nın varlığı değil, aynı zamanda mekanın inanılmaz enerjisiydi. Evet bir perşembe günü, öğle yemeğinde ve Akaretler’in göbeğinde, deşarj oldum. Sanki bir süredir tüm enerjimi emen İstanbul, Der Die Das’ın bahçesinde benden aldıklarını bana geri verdi. Ve bu yüzden açıkça söylemeliyim ki ne iyi etmişler de dekorasyonda değişiklik yapmışlar ve ne iyi etmişler de bahçeyi geç kalmadan açmışlar.
Melih Doğan ve Başak Altınçekiç’in misafirperverliğinde geçirdiğimiz Der Die Das gününde geceleri bir ‘club’a dönüşen ve her mevsim çekiciliğini koruyan bu mekanın yeni bir yüzünü keşfettim. Beyazın ağırlıkta olduğu bahçede -şehrin gürültüsünden uzakta olmanın da verdiği etkiyle- her an denizin sesini duyabilecek gibi hissediyor insan kendini. Biri gözlerimi kapasaydı ve nereye gittiğimi bilmeden gelseydim buraya, kendimi Çeşme’nin Beach Club’larından birinde sanabilirdim kolaylıkla. Çünkü yeni dekorasyonuyla Der Die Das insana kendini havuz kenarında bir yerde gibi hissettirebiliyor kolaylıkla.
Yemeklere gelince... Açıkçası değişen mönüsünde yaz aylarına uyan pek çok seçenek göze çarpmasına rağmen benim aklım sadece bir tek şeyde kaldı, o da yaz meyveleriyle yapılmış, hem hafif hem de egzotik bir tatlı olan cheesecake’ti. Eğer yolunuz düşerse benim için de mutlaka bir dilim yiyin ve enerjinizi ikiye katlayın.

Haberin Devamı

Der Die Das’taki değişikliği fark ettiniz mi

Mama Nişantaşı geliyor
Wan-na’dan Anjelique’e, Vogue’dan Gina’ya, İstanbul’un en gözde mekanlarının yaratıcısı İstanbul Doors Restaurant Group’tan Nişantaşı’na yeni bir mekan geliyor. Aslında hem yeni hem de eski bir yer burası. Çünkü İstanbul Doors’un Nişantaşı’ndaki eski Leea’nın yerinde açmaya hazırlandığı Mama’yı aslında Rumeli Hisarı’ndan tanıyoruz. Ama unutmamak gerek, ne mekanlar gördük Nişantaşı’na gelince daha popüler oldu, ne mekanlar gördük bu semtin aurasında yok oldu. Bakalım Mama hangisi olacak? Ama ne yalan söyleyeyim içimden bir ses popülerliğine popülerlik katacak diyor. Neden mi? Çünkü her şeyden önce İstanbul Doors Grubu işini bilir. Hem lezzeti hem dekorasyonu hem de eğlenceyi bir arada sunmayı çok iyi becerir. O yüzden heyecanla açılışı bekliyorum. Peki ne zaman mı açılacak?
Mama, 15-20 Haziran arası bir tarihte açılacak. (Açılış gününe henüz karar verilmemiş ama açılır açılmaz haberiniz olacak!) Ve tabii ki mönüsüne yine ev yapımı taze makarnalar ve odun fırınında pişirilen pizzalar ağır basacak. Ama tüm bunların yanı sıra Nişantaşı’nda kahvaltı için de yeni bir mekan olacak Mama. Gözünüz Abdi İpekçi Caddesi’ndeki Burberry’e komşu bu yeni restoranın üstünde olsun.