Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bizim gazetede haberini okumadıysanız, Okan’da tanıtımını izlemediyseniz ya da hâlâ reklamlarıyla karşılaşmadıysanız dikkatli olun. Çünkü ya İstanbul’da yaşamıyorsunuz ya da yaşadığınızı sanıyorsunuz! Dünyanın en ünlü ve en sıradışı sergilerinden biri olan ‘Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası-Yaşam Döngüsü’ sergisinde bahsediyorum tabii ki.

Body Worlds’ten izlenimler
Bu sergiyi tanımlamak benim için gerçekten çok zor. Sanattan mı yoksa bilimden mi bahsetmek gerektiğine karar veremiyorum. Ama zaten bu yazıyı size onu tanımlamak için de yazmıyorum. O işi editörlerimiz geçtiğimiz günlerde fazlasıyla iyi bir şekilde yaptı zaten. Benim amacım bu serginin damağınızda bırakacağı tattan bahsetmek ve sizlerle izlenimlerimi paylaşmak.
İtiraf etmeliyim ki serginin İstanbul’a geleceğini ilk okuduğumda ve o bedenlerin fotoğraflarını ilk gördüğümde sergiye gitme kararımı gözden geçirmiştim. Ama sonunda merakıma yenildim ve Antrepo 3’teki sergiyi görmeye gittim. Bence siz de gitmelisiniz. Çünkü eğer tıp sektöründe değilseniz insan anatomisini bu kadar yakından görme şansına bir daha erişemeyebilirsiniz.
‘Plastination’ adlı yöntemle çürümez hale getirilmiş insan bedenlerini görmek evet belki ilk bakışta biraz korkutucu olabiliyor. Ama ikinci bedeni gördükten sonra hissettiğiniz ürperti yerini meraka ve ilgiye bırakıyor. Uzun lafın kısası dünyanın dört bir yanından milyonlarca ziyaretçiye ulaşan bu sergiye mutlaka bir şans vermelisiniz.

Haberin Devamı

Bu yazın içkisini buldum
Martini hakkında bilmediğim pek çok şeyi öğrendim bu hafta. Her şeyden önce yıllardır keyifle içtiğim Martini Bianco’yu yanlış içtiğimi gördüm. Buzlu ve yeşil zeytinli içtiğim Bianco’yu meğer zeytinli içmemeliymişim. Çünkü Bianco tatlı aroması olan bir içkiymiş ve tatlıyla ekşi karışmazmış. Üstelik Martini’nin yüz yıllardır ülkemizde olduğunu da bir martini için 40’tan fazla bitki kullanıldığından da haberim yoktu.
Bilmediğim diğer önemli konuysa Martini’nin yepyeni bir içkisi olduğuydu. Öncelikle şunu söylemeliyim ki Martini Rosato adlı bu içki bence Sex and The City’ye Cosmopolitan’dan daha çok yakışırmış. Çünkü bence tam bir Carry Bradshaw içkisi. Ama o son filmde bile hala Cosmopolitan içe dursun, gerek pembe rengi, gerekse karanfil, tarçın ve hindistan cevizi aromasıyla Martini Rosato benim için bu yazın içkisi oldu. Tüm hanımlara öneririm. Tamam, erkekler de içebilir.

Haberin Devamı

Body Worlds’ten izlenimler
İç giyimde online alışveriş devrimi
İşte sonunda itiraf ediyorum. Ben tam bir 'internet alışverişi'koliğim. Eğer böyle bir terim yok diye düşünüyorsanız beni hiç tanımıyorsunuz demektir. Güne sevdiğim alışveriş sitelerini gezmeden başlamam ben. Haftada en az bir kez kredi kartımın numaralarını tuşlarken bulurum kendimi. Ve de her fırsatta yeni açılan siteleri keşfetmeye çalışırım. Az sonra bahsedeceğim site de son keşiflerimden biri. Eğer siz de benim gibi kimsenin görmeyeceğini bilmenize rağmen üstünüze giydikleriniz kadar içinize giydiklerinize de önem veriyorsanız hemen www.fashionota.com sitesine tıklayın ve dünyaca ünlü iç giyim markalarının hepsine bir arada ulaşın.

Haberin Devamı

3D çılgınlığı bitmiyor
İlk üç boyutlu film tecrübemi yaşadığım günü dün gibi hatırlıyorum. O günden bugüne çok şey değişti. Sinemaları bırakın, televizyonlar bile iki boyutun ötesine geçmeye başladı. Şimdi 3D televizyonlar ve televizyon yayınlarıyla karşı karşı karşıyayız. Henüz bu fikre bile alışamamışken Omo ilk 3D televizyon reklamıyla beni bir kez daha şaşırtmayı başardı. Açıkçası Omo’yu takdir etmek gerek. İlkler her zaman unutulmaz olur. Tıpkı benim ilk 3D sinema deneyimim gibi. Şimdi hafızamda Omo’nun da bir yeri var. “Devamını kim getirecek?”, “Üç boyut teknolojisini kim lehine çevirecek?”, “Kim bu fırsatı kaçıracak?” heyecanla bekliyorum.