Bir zamanlar, “Nişantaşı’nda buluşalım” dendiğinde aklımıza sadece Abdi İpekçi ve Teşvikiye Caddesi, taş çatlasa bir de Atiye Sokak gelirdi. Artık öyle değil
Eskiden Nişantaşı’nın can damarı kafeler, restoranlar ve barlar hep bu caddelerdeydi. Yani sosyalleşmek için oralardan başka Nişantaşı yoktu. Ama artık var! Bir zamanların sessiz sakin sokağı Mim Kemal Öke artık eskisi kadar sessiz değil. O artık 'Şamdan’ın sokağı' olarak bilinmekten çıkıp Nişantaşı’nın yeni cazibe merkezi halini aldı. İşte size acısıyla tatlısıyla bir Mim Kemal Öke ve mekanları analizi.
Candido No: 15
Bir öğlen vakti, iş yerlerimizden uzaklaşarak Candido’da buluşmaya karar veriyoruz bir arkadaşımla. Ama kapıdan içeri adım atmamızla çıkmak istememiz bir oluyor. Çünkü mekan iyi hoş da, içerisi inanılmaz ağır bir şekilde peynir kokuyor. Böylece de ilk Candido deneyimim hüsranla son buluyor. Ama yılmıyorum; başka bir gün başka bir arkadaşımla, bu sefer iş çıkışı tutuyorum mekanın yolunu. Bu sefer içerisi cıvıl cıvıl. O ağır kokudan da eser yok.
Candido’da içinde yağ ve şeker olmadığını söyledikleri pizza hamurunu elle incecik açıyor ve sonra da seçtiğiniz malzemeleri ekleyip odun fırınında pişiriyorlar. Böylece vicdan azabı çekmeden pizza yiyebiliyor insan. Pizzaların fiyatları 15 - 23 TL arasında değişiyor. Yani Nişantaşı geneli düşünüldüğünde çok da pahalı bir yer değil.
Den Cafe No: 1D Mim Kemal Öke’nin gözde mekanları Den Cafe ile başlar. Eğer hava güzelse sokağı döner dönmez karşınıza çıkan masalardan onu hemen tanırsınız. Ama hava soğuksa işiniz biraz zor, çünkü mekanın kapalı kısmı biraz soğuk olabiliyor. Şanslılar ki bahar geldi. Yani artık Den Cafe’ye uğramamak için bir bahane kalmadı. Corridor’un yaratıcıları Keller Group’un eseri olan bu mekan, Mim Kemal Öke’deki diğer tüm mekanlar göz önüne alındığında daha genç bir kitleye hitap ediyor diyebiliriz. Ona enerji katan ve gözünüzün önünde olan mutfağı, özellikle çıtır delikanlıların tercih ettiğine dikkat ettiğim barı ve bembeyaz dekorasyonu herkesten tam not alıyor. Ama buranın arkadaşlarımla en çok sevdiğimiz asıl yönü büyük porsiyonları. Özellikle fırın somonu (28 TL) benim favorim. Ama gördüğüm kadarıyla mekanın mini burgeri de (14 TL) oldukça tutuluyor.
Delicatessen No: 19
Kapıdan içeri girdiğinizde karşınıza çıkan şarküteri bölümü sizi kandırmasın, doğru yerdesiniz. Burası özellikle hafta içi öğlen saatlerinde yer bulmakta zorlanacağınız hem elit hem lezzetli restoranlardan biri. "Öğlenleri yer bulmakta zorlanırsınız" dediğime bakmayın, eğer rezervasyon yaptırmazsanız özellikle cuma akşamları da avucunuzu yalarsınız. Artık pek çoğumuzun yakından tanıdığı Elif Yalın’ın son gözdesi olan Nişantaşı’ndaki Delicatessen, bence Mim Kemal Öke’nin her daim en kalabalık mekanı.
Mekanın alt katıysa biraz daha ağır. Eğer siz de benim gibi ani seslerden korkan biriyseniz belki de bir yanında mutfak bir yanında masalar bulunan bu katta oturmamalısınız. Çünkü yemekler hazırlandığında ve etrafta bir garson olmadığında çaldıklarını düşündüğüm çanın ani sesi sizi de her seferinde yerinizden zıplatabilir! Yemeklere gelince, özellikle levrekli iç pilavı (25 TL) herkese içtenlikle tavsiye edebilirim. Pişman olmazsınız.
Bread&Butter No:1C
Bread&Butter şimdiden pek çok Nişantaşlının kahvaltı için vazgeçilmez yeri oldu. Çünkü özellikle kahvaltı, tost ve sandviçleri ile ün yaptı. Bunların yanında tercih edebileceğiniz taze meyve suyu seçenekleriyle de enerji toplamanızı sağlayan Bread&Butter; kurabiye, cupcake, beze, muffin ve tart gibi hamur işleriyle de iddialı. Ben her ne kadar (yaz geliyor diye) tatlılarını denemesem de görüntülerinden oldukça etkilendim. Ama asıl aklımda kalan, tutkunu olduğum kahvaltıları oldu. Sandviçlerin fiyatları 6 ile 10 TL, kahvaltılar da 5 ile 15 TL arasında.