İkinci kadın
Şu anda ne hissedeceğimi bilemiyorum. Çünkü aldatan erkek veya aldatan kadın kadar çok aldatma olayında adı geçen ikinci kadına sinir oluyorum.
Selda Car “Yuva yıkan kadın değilim” demiş. Yuva yıkan kadın değilse bile gurur kıran kadın olmuyor mu bu davranışlarıyla? Elbette Burcu Esmersoy’un da Massimo Cusimano’nun da hataları vardır. Ama ben oldum olası her şeyin kadının elinde olduğuna inanmışımdır. Selda Car isteseydi bizim ruhumuz bile duymazdı. Eğer gerçekten de çift başka nedenlerden boşanıyorsa sadece o nedenleri bilirdik. Böylece kimse Selda Car’a da yuva yakan kadın gözüyle bakmazdı.
Büyük konuşmuyorum. Evli veya ilişkisi olan bir erkeğe aşık olmak günah da demiyorum. Ama aşk öyle kutsal bir duygudur ki onun için tüm zorluklara katlanılır ve gerekiyorsa birkaç hafta hatta yıl dahi beklenilebilir.
“Kendimi biliyorum”
İtalyan damat boşanma nedenlerinin Selda Car olmadığını söylüyor. Selda Car da böyle diyor. Peki o zaman bu iki taze aşık neden birkaç hafta sabredemiyor? Neden hemen görüşmeye hatta bazı iddialara göre aynı evde yaşamaya başlıyor? Eğer damat gerçekten sevdiyse Burcu Esmersoy’u neden böyle hain bir davranışla hem onu hem de kariyerini zedeliyor.
Selda Car’a ilk ünlü olmaya başladığında ilk sorum “Artık ünlü olduğunuz için magazin muhabirleri peşini bırakmayacak. Korkuyor musun?” olmuştu. Bana “Hayır korkmuyorum. Film galalarına gitmek, kuaförlerde özel ilgiyle karşılaşmak, gerçek bir ünlü gibi muamele görmek çok güzel. Bunlardan zevk alıp bu hayatı yaşayıp aynı anda da gazetecilerin beni rahat bırakmasını bekleyemem” demişti. “Kendimi bildiğim için hakkımda kötü şeylerin de yazılacağını sanmıyorum” diyerek eklemişti “Ayrıca ben televizyondaki magazin programlarını zevkle izliyorum. Umarım bir gün benim gibi kızlar o programlarda beni de zevkle izler.”
Ben bugüne kadar (bildiğim kadarıyla) hiç aldatılmadım. Yani herhangi bir kuyruk acım yok. Ama yine de Selda Car’ı magazin programlarında zevkle izlediğimi söyleyemem...