18.06.2022 - 14:51 | Son Güncellenme:
Ruhi Sarı, Babalar Günü ile ilgili düşüncelerini, "Ben çok güzel bir adamın oğluyum. Hayatın ona sunduğu tüm dezavantajlara rağmen dört eliyle sarılmış hiçbir zaman pes etmemiş, ne kaybederse kaybetsin ayaklarının üzerinde durmaya çalışmış, sürekli gülen bir adamın oğluyum. Umarım bir parça benziyorumdur ona ama ben de öyle bir adam yetiştirmek için de devam ediyorum" sözleriyle paylaştı.
"35 YIL NE ARA GEÇTİ BİLMİYORUM"
Kariyerinde 35 geride bırakan oyuncu, "Mesleğin başındayız diyorum hala. Yeni başlamış gibiyiz, aynı ruhumuz devam ediyor. 35 yıl ne ara geçti bilmiyorum ama güzel geçti. İyi ki de geçti" şeklinde konuştu.
Devekuşu Kabare'nin kasetlerini izleyerek büyüdüğünü belirten Sarı, "Metin Akpınar’ı çok taklit ederdim. Hatta kaseti çalıp, playback yapardım onun bütün şakalarına ve ondan çok şey öğrendim" dedi.
"ÖDÜL KAZANDIĞIMDAN HABERİM YOKTU"
İlk filmi 'Sen de Gitme Triyandafilis' ile Antalya Altın Portakal, Adana Altın Koza, Ankara Film Festivali gibi çok önemli festivallerden 'Yılmaz Zafer Onur Ödülü', 'Yılmaz Güney Onur Ödülü' ve 'Umut Veren Erkek Oyuncu' ödüllerine layık görülen Ruhi Sarı, o dönem ödülleri aldığından haberi olmadığını söyledi. Ünlü oyuncu sebebini ise şu sözlerle anlattı:
O zamanlar cep telefonu olmadığı için birilerine ulaşmak o kadar kolay değildi, günler sürebiliyordu bu. Ben de Konya’daydım o sürede. Ankara'ya yetişebildim ama Antalya’yı ve Adana'yı kaçırdım.
Ödüllerin çok kıymetli olduğunu dile getiren 50 yaşındaki sanatçı, özellikle genç oyunculara verilen ödüllerin motive edici olduğunu söyledi: Genç oyunculara verilen ödüller onların umutsuzluklarının her zaman üstünü örter ve yeniden ayağa kaldırır. Ödüllerin her zaman gençlere verilmesinden yanayım. Göründüğünüzü de gösteriyor. ‘Evet varım ve bunu birileri fark etti’ diyorsun. O dönem tüm jüri üyelerine, onların o gören gözlerine bugün bile teşekkür ediyorum.
"ZEKİ DEMİRKUBUZ'UN ÇOK EMEĞİ VAR"
Zeki Demirkubuz’un yönettiği 'Üçüncü Sayfa' filminin kendisi için önemine vurgu yapan Sarı, "Bir başlangıç noktasıydı. Zeki Demirkubuz çok farklı bir çalışma biçimiyle girdi hayatıma. Benim sinema oyunculuğumda Zeki'nin çok emeği vardır, o çok şekillendirmiştir. Doğal oyunculuk, gerçeklik duygusunun üstüne çok fazla çalışmıştık. 'Ne kadar doğal duruyor' denilen her yerde bu filmin bir izi vardır" ifadelerini kullandı.
"MAHALLE DUYGULARI YENİ JENERASYONA ÇOK YABANCI"
Ruhi Sarı, eski dizilerin hala izleniyor olmasıyla ilgili düşünceleri sorulduğunda ise şu açıklamayı yaptı:
Her iş döneminde güzel. Eski dizileri bizler seviyoruz. Yeni jenerasyona çok yabancı bu mahalle duyguları. Onların başka bir hayatları, başka bir dünyaları var. Onların da yıllar sonra 'Çok lezzetliydi' diyecekleri şeyleri olacak. Çünkü hayat değişiyor, hayat büyüyor. İnsanlar her gün değişiyor. O yüzden de bunları böyle nostalji olarak anmak bize keyif veriyor.
"KÖTÜ KARAKTERİN BİR HAKLILIĞI OLMALI"
Ünlü oyuncu, kötü karakterlerle ilgili olarak, "Çok salt kötü olan bir rolü, amaçsızca yazılmış kötüyü oynamak istemem. Her kötü dediğimiz karakterin aslında o karakterin tarafından baktığımızda bir haklılığı olmalı. Onu kötü kılan bir unsur olmalı. Sırf kötü olsun diye yazılmış bir kötü oynamak çok can sıkıcı bir şey" diye konuştu.