18.08.2010 - 02:20 | Son Güncellenme:
MİRAÇ ZEYNEP ÖZKARTAL
1941’de doğan Ela Güntekin, Dame de Sion’dan babasının ölümünden iki yıl sonra, 1958’de mezun oldu. Ardından İstanbul Üniversitesi Sosyoloji ve Felsefe Bölümü’ne girdi ve öğrenimine Sorbonne’da edebiyat okuyarak devam etti. Bu sırada, daha sonraları Türk Dışişleri’nin önemli büyükelçilerinden biri olacak Tanşuğ Bleda ile evledi. Çift 1968’de ayrılınca Ela Güntekin Türkiye’ye döndü ve TRT’de program uzmanı olarak çalışmaya başladı. Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncularından Mehmet Keskinoğlu ile ikinci evliliğini yaptı.
Yürümek’teki Ela’ydı o...
Ela Güntekin, Reşat Nuri’nin kızıydı ama başka bir yazarın kahramanıydı. Sevgi Soysal’ın 1970 tarihli “Yürümek” romanındaki Ela’ydı o. Yakın arkadaşı Soysal ile 12 Mart’ın hemen ertesinde yaşadıkları bir olay ise Soysal’ın “Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu” romanının gizli kahramanı yaptı Güntekin’i... 1971 yazında bir akşam arabada eşi Mehmet Keskinoğlu ile tartışmaya başladı, yanlarında Soysal da vardı. Tam İsrail Büyükelçiliği’nin önünde durdukları sırada Güntekin’in Keskinoğlu’na “Yeter” diye bağırmasıyla etraflarını polisler çevirdi. O sırada TRT’de çalışan herkes gibi ‘mimli’ydi o da; Sevgi Soysal ile kendilerini Mamak Cezaevi’nde, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’nda buldular. Bir ay hapiste kaldılar ve çıkınca da işlerine son verildi. Bu olay Soysal’ın en önemli romanlarından birinin doğumuna neden oldu.
Tenten’in çevirmeniydi
Ela Güntekin için ise zor zamanlar başlamıştı artık. İş bulamadı; Türkiye’deki yabancılara sağlık sigortası hizmeti veren bir şirkette, bir yabancı dil okulunda tutunmaya çalıştı. İki çocuğu oldu; Üzüm Ela Keskinoğlu ve Yağmur Reşat Akerson. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeliğiyle geçen yıllardan sonra, Ela Güntekin yaşamını çevirilerle kazanmaya başladı; en çok da “Tenten” serileriyle... Son yıllarda ise babasının romanlarından uyarlanan “Yaprak Dökümü”, “Dudaktan Kalbe” dizilerinin telifleriyle geçiniyordu.