21.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Dikkat Şahan Çıkabilir" isimli komedi programı çok beğenilince dikkatleri üzerine çeken Şahan Gökbakar, bir kaç yıl içinde espri yeteneği ve yarattığı tiplerle Türkiye'nin komik adamları arasında yerini aldı. youtube'da milyonlarca kişi tarafından izlenen Recep İvedik tiplemesini beyazperdeye taşıyan Gökbakar, bir yandan da Kanal 1'de Uğur Yücel ile birlikte "Kolay Gelsin" isimli canlı sitcom'la hayran kitlesini genişletiyor. Evet hem heyecan hem de doğum sancısı var. Uğur Yücel'le Almanya'da yıllardır yapılan Schiller Strasse programının Türkiye formatını yapıyoruz. 16 ülkede daha yapılıyor. Özgün bir formata başladık. İlk iki bölümü çok eğlenceli ve komik oldu. Uğur Yücel'le birlikte bir sitcom'a başladınız. 22 Şubat'ta Recep İvedik filminiz vizyona girecek. İki ayrı heyecan yaşıyor olmalısınız? Bazı köşe yazarları, televizyon eleştirmenleri 'Komedi Dükkanı'na benziyor veya çalıntı diye yazdılar. Bunlar tamamen deli saçması. Tolga Çevik ve Salih Kalyon'un yaptığı işin tadı, rengi, duruşu ve durumu çok farklı. Hatta 'Komedi Dükkanı'nın Schiller Strasse'den üretildiğini, türediğini ve fikir olarak oradan esinlenildiğini düşünüyorum. Özgün bir format olduğunu söylüyorsunuz ancak Tolga Çevik ve Salih Kalyon'un yaptığı 'Komedi Dükkanı'na benziyor diye eleştiriler aldınız. 2004 yılından beri televizyona iş yapıyorum ve o yıldan beri bütün skeçlerimi, işlerimi doğaçlama yapıyorum. Tolga Çevik'in bulduğu bir şey değil doğaçlama komedi. Benim zaten daha önceden beri yaptığım, bundan sonra da hep yapacağım, hatta zamanında da ben böyle yapıyorum diye çok ilgi çeken ve üzerine konuşulan bir iş. Doğaçlama komedi türedi artık herkes doğaçlama komedi yapıyor gibi yazılar da çıktı. Evet öyle bir yola çekilmeye çalışıldık maalesef. Kesinlikle benim ne Tolga Çevik'le ne de Tolga Çevik'in benimle rakip olma gibi bir durumu olamaz. Tolga Çevik'le rakip olduğunuzu düşünüyor musunuz? Bizim başladığımız iş dört yıldır piyasada. Bu proje herkesle yapılmaya çalışılmış. Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Demet Akbağ gibi isimler bu proje için gelip bir deneme çekimi yapmış. Fakat hiçbiri yakalanmak istenen düzeyde olmamış. Bazıları çok komik, bazıları çok durgun olmuş. Dolayısıyla bir türlü yapılamamış. İki yıl önce bu programın deneme çekimine gitmiştim. Zaten Erol Avcı ve Uğur Yücel isimlerini duyduğum zaman hani 'Annenin hatrı için çiğ tavuk yenir' derler ya, ben de onlar için çiğ tavuk yerdim. Uğur Yücel'le TV'de çok seçici davranan bir insan. Onunla aynı projede yer almanız nasıl oldu? Hayır. Ben Uğur Yücel'e "Muhsin Bey" filminden beri hayran olan biriyim. Onunla bir araya gelince kafalarımızın çok uyuştuğunu fark ettim. Oyunculuk stilimi iyi anladığını, yapabileceklerimi iyi anladığını fark ettim. Bu beni çok mutlu etti. Uğur Yücel'le önceden tanışıyor muydunuz? 1,5 saatlik bir performans sergiliyoruz. Hiç durmadan canlı olarak çekiyoruz olayı. Uğur Yücel bizi zorlamanın aksine, bizim hayatımıza, oyunculuk adına çok ilginç noktalar kazandırdı. Bir kere benim performanslarımı çok beğendi. Bunu bana söylediğinde benim için gurur kaynağı oldu. Hayata dair ufak tefek cümleleri var çok tecrübeli. O cümleler üzerine düşünmeye başladığınız zaman, oyunculuk ve hayat üzerine güzel çıkarımlar elde edebiliyorsunuz. Zorlama yerine yardımcı oluyor. Ben Bilkent Üniversitesi'nde oyunculuk okudum şimdi de masterımı Uğur Yücel'le yapıyorum. Oyunculuk adına çok donanımlı ve çok yetenekli biri. Onunla bir ortamı paylaşmak güzel bir şey. Uğur Yücel'le çalışmak zor mu? Tüm vücuduma kıl yapıştırıldı. O kıllar vücudumda 10-15 saat kalıyordu her gün. Sonra asetonla o kılları çıkartıyorlardı. 15 kilo aseton bitti. Tiner, aseton kokusuyla uyudum. Kafam iyi gezdim sürekli. (Gülüyor) Rüyamda kılların saldırısına uğradım. Öyle bir psikolojiye girdim. Recep İvedik oldukça kıllı bir arkadaş. O tipe bürünmek için nasıl hazırlık yaptınız? Recep İvedik'e geçişlerde pek zorlanmadım. Sadece Recep İvedik'ten çıkışlarda zorlandım. Etkilerini taşıyorum hâlâ. Etrafımdaki hanımefendilere 'Ne var lan' diye konuşmaya başladım. Mesele restoranda yemek yiyip geyirdim. Recep İvedik'ten sonra pis bir adam oldum. Beni negatif etkiledi. İnsan bu kadar çok tipleme yaptıktan sonra Şahan nasıl bir adamdı diye düşünmeye başlıyor. Bazen konuşurken bu benim konuşmam değil diye düşünüyorum. Kendi karakterimi unutmaya başladım. Kendimi de bir tipleme olarak görüyorum. Çekimler süresince Recep İvedik olarak dolaşmak, onun gibi oturup konuşmak, hareket etmek sizi nasıl etkiledi? 'Beni ya severler ya nefret ederler' Bu durum benim iş yaptığım alanda doğru bir şey yaptığımı gösteriyor. Hayatta da böyleyimdir. İnsanlar ya beni çok severler ya da hiç sevmez. 'Şahan iyi çocuktur' gibi arada kalan bir yorum olmadı benim hayatımda. Hep 'Iyyy nefret ediyorum, iğrenç bir herif' ya da 'Abi süper bir herif, muhteşem' diyorlar. Yaptığım iştede böyle konuşulması beni acayip tatmin ediyor. Demek ki, yüksek düzey bir iş yapıyorum ki, orta bir fikir yok. İki uçta fikirler. Bu beni çok mutlu ediyor. Sizinle ilgili bir şey dikkatimi çekti. İnsanlar sizi ya seviyorlar ya da nefret ediyorlar.Bu iki uç nokta sizi nasıl etkiliyor? 'Kadın olmak hoşuma gidiyor' Annem de çok yakıştırıyor. Çok ilginç bir durum. Demek ki suratım, hal ve harketlerim bir kadına çok yakın. Genelde 'Çok tatlı kadın' diyorlar benim için. Uzun süre annemi ve arkadaşlarını gözlemledim. O yüzden teyze konuşmalarına ve el hareketlerine çok yatkınım. Benim de hoşuma gidiyor kadın olduğum zaman. Ama sadece skeçlerde kalırsa memnun olurum (Gülüyor) Kadın rollerini size çok yakıştırıyorlar. Nasıl bu kadar başarılı oluyorsunuz kadın konusunda? Bu konularda konuşmak istemiyorum.Çıkan haberler hiç umrumda değil. Ben kendi adıma medyatik bir ilişki yaşamıyorum. Doğa Rutkay'la nişanlandığınıza, evlendiğinize dair haberler çıktı. Gerçekten evlendiniz mi? Ticari amaçlı bir albüm asla düşünmüyorum. Ciddi anlamda Ceza hayranıyım. Ceza çok iyi arkadaşım. Onun yaptığı şarkıları dinlemekten, ezberleyip söylemekten çok keyif alıyorum. Sadece kendi eğlencemiz adına birlikte şarkı söyleyebiliriz. Beyaz Show'da rap söylediniz. İnternette çok güzel yorumlar var sesinizle ilgili. Bir albüm yapmayı düşünüyor musunuz? Gitar çalıyorum. Klarnet çalmaya başladım kendi kendime. Klarnette çözemediğim tuşlar var o yüzden Hüsnü Şenlendirici'yi arıyacağım. Şimdi Binbir Gece'nin giriş müziğini çalıyorum. Küçükken bağlama çalardım. Bir de pet şişeden ney sesi çıkartıyorum. Müziğe karşı ilginiz var o zaman? Yapmayı tabii ki düşünüyorum fakat bunu Cem Yılmaz'ın getirdiği mevcut bir sistem var ya. Tek kişi çıkar ve hikâyeler anlatırdan daha farklı bir şekilde yapmayı tasarlıyorum. O farklılığı bulduğum anda yapacağım. Farklı olması gerektiğini buldum ama nasıl olması gerektiğini bulamadım (Gülüyor) Stand-up yapmayı düşünüyor musunuz peki? Bana çok komik geliyor çünkü onu başka bir insanmış gibi izliyorum. Benim güldüğüm isimler tabii ki var. Beyazıt'ın işin içinden çıkamadığı anlar beni acayip güldürüyor. Cem Yılmaz'ın bir hikâyeyi anlatırken kurduğu dünyayı çok seviyorum ve gülüyorum. Ata'nın birebir yaptığı Fatih Terim ve Bülent Ersoy tiplemelerinin olağandışılığına gülüyorum. Okan Bayülgen'in anarşist antimedya duruşunun altında gizlediği popüler kültür temalarına gülüyorum. Siz kendinizi ekranda komik buluyor musunuz? Şahan Gökbakar kimlere güler?