10.10.2020 - 16:12 | Son Güncellenme:
Özgün'ün gençlik yılları bayağı olaylı geçmiş... Özgün, 90'lı yılların başında üç arkadaşıyla Ankara'da yaşadıklarını, Sabah gazetesinden Merve Yurtyapan'a anlattı.
"Kurban Bayramı tatilinde arkadaşım Serkan'ın ailesi tatile gitmişti. Serkan da araba kiralama şirketinden bir araba kiralamış. Biz de başka bir arkadaşım Özgür ile onda kalıyoruz. O sıra tek ehliyet Serkan'da vardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde 'araba kullanacağız' diye tutturduk. Gençlik işte ne akla hizmetse gecenin o saatinde boş olur diye Ankara hipodromuna gittik. Hipodromda araba yarışlarının da yapıldığı büyük bir alan var. Direksiyona Özgür geçti, tabii bir süre sonra fren, gaz, el freni. Çok eğleniyorduk ama hesaba katmadığımız şey, hipodromun tam karşısında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün olmasıydı."
"KORKUTUCU BİR ŞEKİLDE BİTTİ"
Eğlenceli başlayan gecenin korkutucu bir şekilde bittiğini söyleyen Özgün, şöyle devam etti:
"Kısa bir süre sonra sirenler, ışıklar, polis arabaları, polisler geldi. Ne olduğunu şaşırdık. 4-5 ekip arabası durmuş, polisler de ellerinde silahlarını bize doğrultmuş, arabayı durdurup ellerimiz görünecek şekilde inmemizi anons ediyorlardı. Tam da filmlerdeki gibi. Tabii hemen bizi karakola götürdüler. İşin kötüsü Serkan arabayı kiralarken bir belge almamış, bayram sebebiyle de kiralanan dükkanın açılmasına daha üç gün var. Yani elde ruhsat yok, üstelik ruhsat sahibi de kaçakçılıktan aranıyor. Ya da bize öyle söylediler. Nezarette sabaha kadar misafir ettiler bizi. Tabii iyice de korkuttular. 'Üç gün misafirimiz olursunuz, sonra davanız olur ama gençsiniz, başka suçunuz yok, iyi halden çok yatmaz, 3-5 seneye çıkarsınız' gibilerinden. O gün gerçekten bizim için büyük bir ders oldu."
"SİLAHI MASAYA KOYUP BOŞ SENET İMZALATMAK İSTEDİLER"
Özgün'ün yaşadıkları bununla da sınırlı değil... Bir gün arkadaşıyla başlarına gelen olayı ailelerine duyurmadan halletmek isterken korku dolu anlar yaşamışlar. Ünlü şarkıcı, o olayı da şöyle anlattı:
"Yine Serkan'la bir sabah ufak bir trafik kazası geldi başımıza. Çok şükür kimsede bir şey yok, sadece maddi hasar oldu. 'Kendi aramızda çözelim' dedik. Hatalı taraf biziz. Sanayiye gittik. Tabii öğrenciyiz, hem annemler duymasın istiyorum arabayı çarptığımı, hem de 'ucuz yoldan halledelim2 diye uğraşıyoruz. Karşı tarafın arabası da eski model bir araba. Bizden normalin 3-5 misli para istedi. 'Olmaz' dedik, kabul etmiyor. 'Gelin dükkanda çözeriz' dedi, yakında bir mobilyacı dükkanı varmış. Gittik biz de saf saf, indik alt kattaki bürolarına. Adamda bir kasa var, onu açtı, önce içinden bir silah çıkardı koydu masaya. Sonra boş senetleri çıkarttı. Biz o senetleri imzalayacakmışız, sonra paramız oldukça borcumuzu ödermişiz. Serkan, 'Bir bu para, bir de canımız var. Alacaksan al uzatma' dedi. O sever böyle muhabbetleri. Ben de bakıyorum 'Ne diyor bu?' diye. Neyse normal bir parayı bırakıp çıktık. Bunu da ucuz atlattık."